Gazze Mahkemesi, İsrail’in Tecrit Edilmesi, Kontrol Altına Alınması, Yargılanması, Evrensel Boykot ve Askerî Ambargo Uygulanması Çağrısında Bulundu

Saraybosna’da toplanan uluslararası hukuk oturumu niteliğindeki Gazze Mahkemesi, İsrail’in Gazze’deki eylemlerinin sistematik savaş suçu ve insanlığa karşı suç teşkil ettiğini belirterek, uluslararası toplumun beş aşamalı bir yaptırım planını acilen devreye sokması gerektiğini duyurdu.

h4 { font-size: 24px !important; } Print Friendly and PDF

Bosna Hersek’in başkenti Saraybosna’da üç gün süren oturumların ardından kamuoyuyla paylaşılan Gazze Mahkemesi Deklarasyonu, İsrail’e karşı tarihî nitelikte bir çağrıya sahne oldu. Deklarasyonda, Gazze’de yürütülen askerî operasyonların sivilleri hedef aldığı, altyapıyı yok ettiği ve temel yaşamsal hizmetlere erişimi engellediği ifade edilerek, bu durumun uluslararası hukukta açıkça tanımlanan savaş suçu niteliği taşıdığı belirtildi.

Mahkeme, İsrail’e karşı uygulanması gereken yaptırımları beş temel başlık altında formüle etti:

  1. Tecrit edilmesi: İsrail’in uluslararası diplomatik, ekonomik ve kültürel platformlardan dışlanması.

  2. Kontrol altına alınması: Askerî faaliyetlerinin sınırlandırılması ve uluslararası gözetime açılması.

  3. Yargılanması: Siyasi ve askerî sorumluların, Uluslararası Ceza Mahkemesi nezdinde hesap vermesi.

  4. Evrensel boykot: Tüketici bilinci yoluyla kamuoyunun İsrail ürünlerine yönelik ekonomik baskı oluşturması.

  5. Askerî ambargo: Silah satışlarının durdurulması ve savunma sanayii iş birliklerinin askıya alınması.

Deklarasyonda, söz konusu önlemlerin yalnızca ahlaki bir refleks değil, aynı zamanda Cenevre Sözleşmeleri, Roma Statüsü ve diğer bağlayıcı uluslararası belgeler kapsamında hukuki bir zorunluluk olduğu vurgulandı. İsrail’in sivil altyapıyı hedef alan saldırıları, kitlesel zorunlu göç ve insani yardımı engelleme gibi uygulamaları, modern savaş hukukunun temel ilkeleriyle çelişen bir yapı arz etmektedir.

Bu çağrı, uluslararası sistemin ahlaki ve hukuki meşruiyet zeminini güçlendirme yönünde önemli bir girişim olarak değerlendirilmektedir. Devlet dışı hukuk platformlarının artan etkisi, küresel kamu vicdanının baskısını diplomatik kararlara dönüştürme potansiyeli taşımaktadır. Özellikle Avrupa başkentlerinde giderek artan toplumsal tepkiler, bu tür girişimlerin siyasi karar alıcılar üzerindeki etkisini artırmaktadır.

Açıklamada ayrıca medya kuruluşlarına, üniversitelere, sivil toplum ağlarına ve hukuk platformlarına çağrıda bulunularak, Gazze’deki gelişmelerin belgelenmesi, görünür kılınması ve adalet arayışının kurumsal boyuta taşınması gerektiği belirtildi.

Deklarasyonun, önümüzdeki günlerde Birleşmiş Milletler ve bölgesel uluslararası kurumlara iletilmesi ve diplomatik takibinin yapılması bekleniyor.

Tüm hakları SDE'ye aittir.
Yazılım & Tasarım OMEDYA