Karmaşık Denklemlerin Gizli Akıl Hocası: Pakistan Kara Kuvvetleri Komutanı Mareşal Asım Munir

Al Majalla dergisinde yayımlanan ve Kemal Allam tarafından kaleme alınan bu analizde, ABD Başkanı Donald Trump’ın bu ayın ortalarında Pakistan Kara Kuvvetleri Komutanı Mareşal Asım Munir ile gerçekleştirdiği alışılmadık görüşme ele alınmaktadır.

h4 { font-size: 24px !important; } Print Friendly and PDF

Zira toplantıya Mareşal Munir’in ABD'li mevkidaşı katılmamıştır. Ancak dikkat çeken yalnızca bu görüşmenin protokol dışı niteliği değil, aynı zamanda bölgesel gerginliğin tırmandığı bir döneme denk gelmesidir. Bu durum, toplantının arka planı ve muhtemel sonuçları hakkında uluslararası çevrelerde çeşitli sorulara yol açmıştır.

İran-Pakistan Gerginliği ve Gölge Savaş

Analizde, Maskat ve Doha gibi başkentler bölgesel arabulucu adresler olarak öne çıkarken, İran’daki 1979 İslam Devrimi’nden bu yana Tahran’ın Washington’daki çıkarlarını Pakistan’ın temsil ettiğinin genellikle gözden kaçtığı vurgulanmaktadır. Kemal Allam’ın daha önce 2024 başlarında Al Majalla’da yayımlanan başka bir makalesine atıfla, İran ile 900 milden fazla ortak sınıra sahip Pakistan’ın, Tahran’a karşı açık bir istihbarat savaşı yürüttüğü ifade edilmektedir.

Köklü kültürel bağlara ve İran dışında en büyük Şii topluluğa ev sahipliği yapmasına rağmen, iki ülkenin güvenlik yapıları—İran Devrim Muhafızları Ordusu (DMO) ve Pakistan İstihbarat Servisi (ISI)—arasında 1980'lerden bu yana süregelen kronik bir düşmanlık olduğu aktarılmaktadır. Suriye'den Beyrut'a, Azerbaycan'dan Afganistan'a kadar birçok alanda çıkar çatışmaları yaşanmış ve taraflar vekil güçler aracılığıyla defalarca karşı karşıya gelmiştir.

Mareşal Munir’in Stratejik Yükselişi

Bu bağlamda, Pakistan ordusu ve Kara Kuvvetleri Komutanı Mareşal Asım Munir’in, ABD’nin Güney ve Batı Asya’daki politika planlamalarında kritik bir konuma yükseldiği ifade edilmektedir. Trump’ın, Munir’in Hindistan ile Pakistan arasındaki gerilimi yatıştırmadaki rolü ve Afganistan’daki üst düzey hedeflerin yakalanmasında oynadığı katkıyı açıkça takdir ettiği aktarılmıştır. Trump’ın "Pakistan ordusu İran’ı ABD’den çok daha iyi tanıyor" sözlerine dikkat çekilmektedir.

Hindistan-Pakistan Gerilimi ve Munir’in Rolü

Al Majalla’da yer alan analizde, birkaç hafta önce dünya gündeminin kısa süreliğine de olsa Ukrayna ve Gazze dışındaki bir çatışmaya—Hindistan ile Pakistan gerilimine—odaklandığı belirtilmiştir. Trump ve ekibi tarafından yürütülen yoğun diplomatik girişimlerin olmasa, iki taraf arasında tam bir ateşkesin sağlanamayacağı ifade edilmiştir.

Bu süreçte insansız hava araçlarıyla karşılıklı saldırılar gerçekleştirilmiş, Pakistan Hava Kuvvetleri kayıplar vermiştir. Ancak öne çıkan tek figür Mareşal Asım Munir olmuştur. ABD’nin Tampa’daki CENTCOM biriminden elde edilen görüşlere dayanarak, Munir’in Batı Asya ve Ortadoğu’nun istikrarı açısından merkezi bir figür olduğu teyit edilmektedir.

Sıra Dışı Bir Askerî Profil

Kemal Allam’ın analizinde, Mareşal Munir’in diğer Pakistanlı komutanlardan çok farklı bir geçmişe sahip olduğu vurgulanmaktadır. Dini okul kökenli olan ilk komutan olup, Batı’da eğitim almamış; Tokyo ve Kuala Lumpur’da, Batılı gözlemcilerin ilgi alanı dışında kalan merkezlerde yetişmiştir. Aynı zamanda PMA mezunu olmayan ilk komutandır. Hem MI hem de ISI başkanlıklarını üstlenmiş olması, onu benzersiz kılmaktadır.

CENTCOM ve Diplomatik Güven

Tampa’daki CENTCOM Komutanı General Michael Corella ile olan yakın ilişkisine de analizde geniş yer verilmiştir. Munir’in sadece Tampa’ya üç yıldan kısa sürede en az altı ziyaret gerçekleştirdiği, CENTCOM’un onu Ortadoğu güvenliğinde “kilit taş” olarak değerlendirdiği ifade edilmektedir. Ayrıca Corella’nın ABD Kongresi’nde Munir’in güvenilirliği ve stratejik kapasitesi konusunda lobi faaliyeti yürüttüğü belirtilmiştir.

Körfez’le İlişkiler ve Arapça Yetkinliği

Munir’in Suudi Arabistan’da geçirdiği yıllar, akıcı Arapça konuşması ve bölgesel dengelere dair derin bilgisi sayesinde, Körfez’de güçlü ilişkiler kurduğu ve Pakistan’ın güvenlik politikasında belirleyici bir konuma yerleştiği vurgulanmaktadır. Prens Türki el-Faysal’ın Suudi-Pakistan ilişkilerine dair sözleri analizde alıntılanmıştır.

Tepkiler ve Aktif Askerî Rol

Vecih Said Han gibi uzman gazetecilerin yorumlarına da yer verilen yazıda, Munir’in sadece diplomatik değil, doğrudan askerî müdahalelerle de adından söz ettirdiği vurgulanmaktadır. İran’a karşı sınır uyarıları, Hindistan’a karşı hava saldırıları ve Taliban’a yönelik sert çıkışları örnek olarak sunulmuştur.

Türkiye Teması ve Ortak Açıklamalar

Geçtiğimiz haftada ABD ziyaretinden dönen Mareşal Asim Munir ile Pakistan başbakan Yardımcısı ishaq dar, İstanbul’da cumhurbaşkanı Erdoğan ile de görüştü. Görüşmede  Ortadoğu’da İsrail’in askeri operasyonlarını durdurmak amacıyla diplomatik çabaların artırılması konusunda mutabakata vardı.

Mareşal Munir’in Pakistan Başbakan Yardımcısı İshaq Dar ile birlikte İstanbul’da Cumhurbaşkanı Erdoğan’la gerçekleştirdiği görüşmede, İsrail’in İran ve Gazze’ye yönelik saldırıları kınanmış; İran’ın egemenliğine destek verilmiş ve Gazze’ye insani yardımın kesintisiz ulaştırılması gerektiği vurgulanmıştır.

Tüm hakları SDE'ye aittir.
Yazılım & Tasarım OMEDYA