Fransız Tarihçi: Batı Dünyası Endüstriyel ve Ahlaki Çöküş Yaşıyor, Dinsizlik ve Nihilizme Teslim Oldu

Fransız tarihçi ve antropolog Emmanuel Todd, Ukrayna ve Gazze savaşlarının temelinde Batı’nın içine düştüğü “dini sıfır noktası” ve nihilizmin yattığını söyledi.

h4 { font-size: 24px !important; } Print Friendly and PDF

Fransız tarihçi ve antropolog Emmanuel Todd, Hiroşima Üniversitesi’nde yaptığı konuşmada Batı dünyasının hem endüstriyel hem de ahlaki bir çöküş sürecinden geçtiğini belirterek, bugün yaşanan Ukrayna ve Gazze savaşlarının temelinde Batı’nın içine düştüğü “dini sıfır noktası” ve nihilizmin yattığını söyledi.

Hiroşima Üniversitesi Rektörü Mitsuo Oçi’nin daveti üzerine 18 Ekim’de Japonya’ya giden Todd, konuşmasına 33 yıl önceki ilk Hiroşima ziyaretinin atmosferiyle bugünü karşılaştırarak başladı. 1992’de komünizmin çöküşü ve Soğuk Savaş’ın sona ermesiyle Batı’da bir iyimserlik havası estiğini hatırlatan tarihçi, “Liberal ve müreffeh bir dünya algısı hakimdi, ancak bugün Batı’da özgürlükler azalıyor, yaşam standartları düşüyor” dedi.

“Batı Kendi Zayıflığını Fark Edemiyor”

Todd’a göre Ukrayna savaşı, Batı’nın endüstriyel kapasitesinin ne kadar gerilediğini acı biçimde ortaya çıkardı. GSYİH’nın yanıltıcı bir ölçüm olduğunu vurgulayan tarihçi, “Rusya’nın milli geliri Batı’nın sadece yüzde 3’ü olmasına rağmen daha fazla silah üretebildi. Bu, Batı’nın gerçek üretim gücünün çöktüğünü gösteriyor” ifadelerini kullandı.

Todd, özellikle ABD’nin mühendis yetiştirme kapasitesinin çökmesi nedeniyle Rusya’nın sahada avantaj sağladığını belirterek, eğitimdeki ve sanayideki gerilemenin “dini mutasyon” ile bağlantılı olduğunu savundu.

“Protestan Ahlakının Çöküşü, Batı’yı Nihilizme Sürükledi”

Todd, dinin toplumsal evrimini üç aşamada değerlendirdi:

  • Aktif din: İnanç ve ibadetin canlı olduğu dönem
  • Zombi din: İnanç kaybolsa da ahlaki alışkanlıkların toplumu ayakta tuttuğu dönem
  • Dinsizlik: Dinin tüm izlerinin silindiği, bireyin yalnızlaştığı dönem

Batı’nın şu anda üçüncü aşamaya geçtiğini söyleyen tarihçi, bunun ahlaki boşluğa ve nihilizme neden olduğunu belirtti:
“Birey temel değerlerden yoksun kaldığında boşluk korkusu yıkım tutkusuna dönüşüyor. Batı’nın savaş yanlısı ruh halinin temelinde bu nihilizm yatıyor.”

Todd’a göre Protestan ülkeler (İngiltere, İskandinavya, Kuzey Almanya) daha agresif dış politikalar izlerken, Katolik ülkeler (İspanya, İtalya) daha itidalli davranıyor.

Ukrayna ve Gazze: “Kendisini saldırgan sanan saldırganlar”

Todd, Ukrayna krizinin kökeninde NATO’nun genişlemesinin bulunduğunu tekrarlayarak, “Moskova’nın bin kilometre yakınına kadar gelen saldırganlar Amerikalılar ve Avrupalılar. Fakat bu saldırganların kendilerini kurban sanması delilik unsurudur” dedi.

Gazze konusunda ise ABD’nin İsrail’i “uzaktan kumanda” ettiğini savunan Todd, Trump’ın politikalarını “ahlaki sıfır noktası” olarak nitelendirdi.
“Bir gün Gazze’nin boşaltılmasını isteyen Trump, ertesi gün barış ödülü talep edebiliyor. Bu, ahlaki yoksunluğun kanıtıdır.”

“Japonya nihilizme karşı doğanın güzelliğiyle korunuyor”

Todd, Japonya’nın durumu hakkında ise şu değerlendirmeyi yaptı:
“Japonya’da inanç azalmış olsa bile dünyayı ve güzelliği kutsayan bir ruh hali sürüyor. Bu, Japon toplumunu nihilizmden koruyor.”

Nükleer Silahlar: “Gerçekçi Olmak Zorundayız”

Hiroşima Üniversitesi Rektörü Oçi ile yaptığı görüşmede nükleer caydırıcılık konusunu değerlendiren Todd, “Dehşet dengesi, asimetriden daha iyidir. Nükleer silahlar artık bir gerçeklik; bu mesele sadece iyi-kötü ayrımıyla çözülemez” dedi.

Rektör Oçi’nin nükleer karşıtı duruşuna rağmen Todd, nükleer silahların tamamen kaldırılmasını “imkânsız” olarak nitelendirdi ve tartışmayı şöyle noktaladı:
“İmkânsız şeylere kafa yormam. Hayat bunun için çok kısa.”

 

Tüm hakları SDE'ye aittir.
Yazılım & Tasarım OMEDYA