“Amerika'nın politikacıları bizi ülkeyi iflas ettiren, askerlerimizi tehlikeye atan, içeride terörizm ve geri tepme olasılığını artıran ve ülkeyi nihai çöküşe daha da yaklaştıran savaşlara sokmaya devam ettiği sürece, biz halk olarak kendimizi sürekli bir tiranlık hali içinde bulacağız.”
John W. Whitehead – Nişa Whitehead, Counterpunch’ta yayımlanan “The Real National Emergency: Endless Wars, Failing Infrastructure, and a Dying Republic” başlıklı yazıda; ABD yönetimlerinin bitmeyen savaşlardan, küresel polislikten ve yabancı işgallerden kâr sağlayan askeri-endüstriyel kompleksi korunmaya hizmet ettiğine, bu sırada ülkenin altyapısının çöktüğüne ve halkın ihmal edildiğine, savaşlar yoluyla ABD halkının kendi çöküşünü finanse ettiğine işaret edildi.
Yazarlara göre, Başkan Dwight D. Eisenhower(1953'ten 1961'e kadar 34. Amerika Birleşik Devletleri Başkanı)'ın askeri-endüstriyel kompleksin maliyeti konusunda uyarıda bulunmasının üzerinden yetmiş yıl geçmesine rağmen Amerika hâlâ küresel bir imparatorluğu finanse etmek için kendi halkından çalıyor.
Amerika Birleşik Devletleri son yarım yüzyılın çoğunu dünyayı polis gücüyle yöneterek, başka ülkeleri işgal ederek ve bitmek bilmeyen savaşlar yürüterek geçirdi. Ülkede okullar ve alt yapılar çökerken ve savaş gazileri sokaklarda uyurken, savunma müteahhitlerinin ceplerini doldurmaya yarayan küresel savaşlar Amerikan kamuoyuna “ulusal savunma” olarak pazarlandı.
Çoğu Amerikalının fark edemediği şey, bu devam eden savaşların ülkeyi güvende tutmakla pek ilgisi olmadığı ve dünya hakimiyetini hedefleyen askeri-endüstriyel kompleksi desteklemekle çok ilgisi olduğudur. Savaş artık çok büyük bir para kazanma girişimi haline geldi ve geniş askeri imparatorluğuyla ABD hükümeti, bu girişimin en iyi alıcılarından ve satıcılarından biri.
ABD ordusunun 1,3 milyondan fazla aktif görevde askeri var ve bunların 200 binden fazlası 160 ülkede yaklaşık 800 üste görev yapıyor. Yıllık 156 milyar dolardan fazlası bunlara harcanıyor. Amerikan askeri güçleri, buralarda ABD halkının özgürlüklerini korumak için konuşlandırılmıyor. Bunun yerine, petrol sahalarını korumak, yabancı altyapı inşa etmek ve kurumsal seçkinlerin finansal çıkarlarını korumak için kullanılıyor. ABD ordusu, yalnızca dünya çapındaki petrol kaynaklarını korumak için yılda yaklaşık 81 milyar dolar harcıyor.
Donald Trump, Joe Biden, Barack Obama, George W. Bush, Bill Clinton ve diğerleri gibi isimlerin yardım ve yataklık ettiği askeri-endüstriyel kompleks, vergi mükelleflerinin sırtından zenginleşmeye devam ediyor.
Savaş harcamaları Amerika'yı iflas ettiriyor. ABD hükümeti 2001'den beri bitmek bilmeyen savaşlarına 10 trilyon dolardan fazla para harcadı; bunun çoğu borçla alındı, çoğu israf edildi ve hepsi kanla ve vergi mükelleflerinin parasıyla ödendi.
2025'te Yemen ve Ortadoğu'daki tırmanışı da eklediğinizde, gelecekte dünyanın dört bir yanında yapılacak savaşların ve askeri tatbikatların toplam faturası onlarca trilyon doları bulacak.
Mali açıdan sorumsuzluktan bahsedelim: ABD hükümeti, devam ettiremeyeceği bir askeri imparatorluğa, sahip olmadığı parayı harcıyor.
Bugün hükümetin askeri müdahalesine son verip tüm birlikleri evlerine çeksek bile, bu savaşların bedelini ödemek ve hükümetin alacaklılarını sırtımızdan atmak onlarca yıl alacaktır.
Hükümet ekonomiyi istikrarsızlaştırıyor, ihmal ve kaynak eksikliği yoluyla ulusal altyapıyı tahrip ediyor ve vergi mükelleflerinin paralarını bitmeyen savaşları, insansız hava araçları saldırıları ve artan ölüm oranlarıyla kan parasına dönüştürüyor.
Bu sadece kötü bütçeleme değil. Bu ahlaki bir iflas. Kendi halkına bakamayan bir ülkenin dünyanın geri kalanını denetlemesi doğru olmaz.
ABD hükümeti Amerika'yı daha güvenli hale getirmiyor. Amerikan vatandaşlarını, CIA'in ABD hükümetinin uluslararası faaliyetlerinin beklenmeyen sonuçlarına atıfta bulunan bir terimi olan “geri tepme” endişesiyle karşı karşıya bırakıyor.
Açıkça görülüyor ki, ulusal önceliklerimizin acilen elden geçirilmeye ihtiyacı var.
Kendi çöküşümüzü finanse ediyoruz.
Gücünün zirvesindeyken, kudretli Roma İmparatorluğu bile çöken bir ekonomiye ve büyüyen bir orduya karşı koyamadı.
Açıkça görülüyor ki, ABD hükümetinin dünyayı denetlemeyi bırakmasının zamanı geldi.
Diğer İçerikler
