Dünya nüfusu 1960’ta 3 milyarken, 2025 itibarıyla 8,2 milyarı aştı. Ancak doğum oranları küresel çapta düşüyor. BM projeksiyonlarına göre dünya nüfusu 2080'de 10,3 milyarda zirve yapacak ve ardından azalma sürecine girecek.
Gelişmiş ülkelerde “yaşlanan toplum” gerçeği ekonomik sistemleri zorlarken, doğurganlık oranı 2,1’in altına inen Türkiye için de benzer tehlikeler kapıda. Aile kurumunun zayıflaması, genç nüfusun azalması ve bireysel yaşam tercihlerinin yaygınlaşması bu eğilimi hızlandırıyor.
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın yıllar önce yaptığı “her aile en az üç çocuk sahibi olmalı” çağrısı, bu bağlamda stratejik bir önsezi olarak öne çıkıyor. Bugün gelinen noktada, bu çağrı sadece kültürel değil, aynı zamanda demografik bir zorunluluğa dönüşmüş durumda.
Uzmanlar, Türkiye'nin üretken nüfus yapısını koruyabilmesi için aile politikalarını yeniden gözden geçirmesi gerektiğini belirtiyor. Eğitim, konut ve iş güvencesi gibi alanlarda gençlere destek sağlanması, doğurganlık oranlarının artmasına katkı sunabilir.