Bülent ERANDAÇ

Tüm Yazıları

Erdoğan’ın Kıbrıs Seferi’nden Küresel Şifreler

22 Temmuz 2021
h4 { font-size: 24px !important; } Print Friendly and PDF

Türkiye artık sadece Türkiye değil. Kıbrıs Adası da sadece bir ada değil. Başkan Recep Tayyip Erdoğan’da sadece Türkiye Cumhurbaşkanı değil.

Bu giriş cümlelerinin ne manaya geldiğini daha iyi değerlendirmek için Haziran-Temmuz aylarında Başkan Recep Tayyip Erdoğan’ın gerçekleştirdiği stratejik görüşmelerin arka planına daha yakından bakmak gerekiyor.

1) 15 Haziran 202: Başkan Erdoğan, ABD Başkanı Biden’le Brüksel’de buluştu.

2) NATO-2030 STRATEJİSİ’nin karara bağlandığı NATO zirve toplantısına katıldı. Türkiye olarak imza attı

3)Başkan Erdoğan, Brüksel’den Azerbaycan’a geçti. Azerbaycan Cumhurbaşkanı Aliyev ile beraber Ermenilerin işgalinden kurtarılan SUŞA MANİFESTOSU’na imza attı.

4) Başkan Erdoğan, çekirdek kadrosunu LİBYA’ya gönderdi. Hayati görüşmeler yapıldı, kararlar alındı.

5) Başkan Erdoğan, Türkiye’ye döndü. Rusya lideri PUTİN ve Çin lideri Şİ PİNG ile dünya meselelerini telekonferansla konuştu.

6) Ve Başkan Erdoğan, 19-20 Temmuz 2021 KIBRIS SEFERİNİ gerçekleştirdi. Hem Kıbrıs’ın geleceği (dolayısıyla Doğu Akdeniz) hem de ABD, AB’ye derin mesajlar verdi. Afganistan havalimanı ile ilgili çok özellikli vurgulamalar yaptı.

İşte, bütün bu görüşme, verilen mesajlar, Azerbaycan’dan Libya’ya, Kıbrıs’tan Afganistan’a kadar gerçekleşen temaslar şu gerçeği net ve açık gösteriyor.

Türkiye sadece Türkiye değil, Kıbrıs adası sadece bir ada değil ve Başkan Erdoğan’da sadece Türkiye’nin Cumhurbaşkanı değil.

Evet. Başkan Recep Tayyip Erdoğan, dağıtılmış Müslümanların gür sesi, Türk Devletler Birliği’nin hayatı köprüsü ve mağdur-mazlum ülkelerin fiili lideridir.

Avrupa’nın Kalpgâhı’nda Türkiye Var

TÜRKİYE Avrasya’nın Kalpgâhı’nda yaşanan çatışma ve çekişmelerde mazlumlara, mağdurlara kucak açmış, kardeşlerinin yanında olmuş bir ülkedir.

İnsanlık duygularını kaybetmiş BATI Türkiye’ye ‘Irak, Suriye, Gürcistan, Kırım, Karabağ, Azerbaycan, Afganistan, Balkanlarla, Kuzey Afrika ile niye ilgileniyorsunuz?’ diye soramaz.

Kimse, binlerce kilometre uzaktan gelip burnumuzun dibinde faaliyet gösteren ülkelere aynı cesaret ve yüksek sesle, ‘Siz burada ne arıyorsunuz?’ demiyor.

Bu güzel ülkelerin hiçbiri, Büyük Türk Milleti’ne yabancı değil. Rize’yi Batum’dan, Gaziantep’i Halep’ten, Mardin’i Haseki’den, Siirt’i Musul’dan ayrı tutamazsınız. Birbirleriyle ilişkili olan yerlerdir. Kars’tan çıkın Azerbaycan’a, Türkmenistan’a, Kazakistan’a, Afganistan’a, Pakistan’a, Edirne’den Bosna Hersek’e, Arnavutluk’a, Hatay’dan çıkın Fas’a kadar uğradığınız her coğrafya da bizden bir şeyler mutlaka görebilirsiniz.

Aynı dili konuştuğumuz, aynı kültürü paylaştığımız Gazze’yi Sibirya’ya kadar kendimizden ayrı düşünebilmemiz için aslımızı inkâr etmemiz lazım. Irak, Suriye, Libya, Kırım, Karabağ, Bosna ve diğer kardeş bölgeler ile ilgilenmek, Türkiye’nin hem görevi hem de hakkıdır.

Türkiye sadece Türkiye değildir. Bunlardan vazgeçtiğimiz gün, istiklalimizden ve istikbalimizden vazgeçtiğimiz gündür.

Kıbrıs’tan Dünyaya Verilen Derin Mesajlar

Başkan Erdoğan’ın JEOPOLİTİK temaslarının sonuncusu KIBRIS’ta gerçekleşti.

Başkan Erdoğan, Mavi Vatan Stratejisi’ni uygulamaya başladıktan sonra, Kıbrıs ve Doğu Akdeniz'de fiili diplomatik adımlarını hızlandırdı. Çok yönlü dış politika enstrümanlarını kullanıyor.

Son olarak, KIBRIS TÜRK DEVLETİ’Nİ ADIM ADIM KURUYOR. 

KKTC’nin 20 Temmuz kutlamaları dolayısıyla Kıbrıs Türk Meclisi'nde özel oturumda milletvekillerine hitap ederken, daha sonraki programlar çerçevesinde de Avrupa Birliği, tetikçisi olarak kullandıkları Yunanistan, Güney Kıbrıs Rumları ve özellikle ABD Başkanı Biden’e derin mesajlar verdi. Kıbrıs’tan Afganistan’a Türkiye kodlarını açıkladı.

Çok dikkati çeken derin mesajları şöyle oldu:

1) Kıbrıs’ta artık "İki eşit ve egemen devlet" olacak. Kıbrıs Türk Devleti ve Rum Devleti. Başka çözüm yolu yok.

2) KKTC Cumhurbaşkanlığı köşkü ve parlamento binası yeni bir yerde ve KKTC devletine yakışır şekilde yeniden inşa edilecek.

Bu önemli açıklamanın arka planına bakamayan küstah mahfiller, konuyu sadece müteahhitlik işine indirerek küçümseme zavallılığına düştüler.

Hâlihazırda Cumhurbaşkanlığı köşkü ya da ofisi olarak kullanılan binanın, İngiliz Bölge Valisinin Kuzey Kıbrıs Türk Devletine 'hibe ettiği' bir bina olması bile başlı başına devlet olma algısına zarar veriyor. Yeni binalar, YENİ KIBRIS TÜRK DEVLETİ’NİN KURULUŞ AŞAMASIDIR. Bunu anlayacak kafaya sahip olmadıklarını gösterdiler.

3) MARAŞ AÇILDI. ABD’ye, AB’ye derin mesaj verildi. Malı olan Rumlar da gelecek, haklarını alacak.

4) AFGANİSTAN’DA TÜRKİYE OLACAK.

ABD, Rusya, Çin, Avrupa Birliği’nin dikkatle takip ettiği Kıbrıs seferinde Başkan Erdoğan, bir dünya lideri olarak Afganistan’a yönelik mesajlar verdi. Bastığı Türk Kıbrıs topraklarında gözleri Afganistan’a çevirdi.

Erdoğan, Afganistan tartışmalarını yeni bir safhaya taşıyarak, dünya liderlerinin kulaklarını kaldırdı.

Taliban’la görüşüleceğini ve anlaşmaya varılacağına işaret etti. ABD’ye (Başkanı Biden) Afgan önerisi için üç şart söylediğini vurguladı.

Bu üç şartın arka yüzüne dikkatle bakmalıyız.

Birincisi; ABD Türkiye’ye tam diplomatik destek vermelidir.

Bunun anlamı, “uluslararası siyasette Türkiye’nin Afganistan işine tam destek olurken, arka planda sıkıntı yaratacak planlardan uzak durun, Türkiye’ye hasmane tavırlarınıza dikkat ediniz” mesajıdır.

İkincisi: Tam lojistik destek vereceksiniz.

ABD’nin Afganistan’la ilgili kullandığı lojistik imkânlarını kimse bilmiyor. ABD’nin Kabil havalimanı dışında Afganistan’ın değişik yerlerindeki üsleri var. Kullandığı enstrümanlar var. “Bu enstrümanlarınızın varlığını Türkiye bilmelidir. Türkiye hem Afgan milleti için hem de yardım imkânlarının, diplomatik hareketlerin düzeni için bu imkânları bilecek, gerekirse kullanacak” mesajı verildi.

Üçüncüsü: Mali yönü:

Erdoğan, “Bu süreç içerisinde çok ciddi mali, idari noktada sıkıntılar olacak” sözleriyle, Afganistan operasyonunun maliyetinin Türkiye’ye etkisini hatırlattı.

“Mali imkânların akışında muhtemel sıkıntılara yol açılmasın” mesajı verdi.

5) BAŞKAN ERDOĞAN EYLÜL’DE BİDEN’LE BM’DE GÖRÜŞECEK.

Başkan Erdoğan, Kıbrıs’a giderken, İstanbul Havalimanı’nda çok önemli bir not verdi:

“Başta Azerbaycan olmak üzere dünyanın değişik ülkelerinde burayla (KKTC) bu tür temasların üst düzeyde kurulması, geliştirilmesi bizim gayretlerimiz, çalışmalarımızdır. Bunları devam ettireceğiz.

Biliyorsunuz nerede mağdur, mazlum ülkeler varsa biz aynı çalışmayı yapıyoruz. Bunlardan bir tanesi de Kosova’dır. Kosova'yı tanıyan ülkelerin sayısını arttırmak için elimizden gelen gayreti gösteriyoruz. Şu anda 114 olan sayıyı daha da arttıralım istiyoruz.

Ve bu noktada inşallah BM Genel Kurulu’nda Joe Biden’la da yapacağımız görüşmelerde kendisiyle bu konuları ele alacağız. Kosova’nın tanınması noktasında müşterek bir çalışma yürütelim, bunu kendisine teklif edeceğiz.”

Afganistan’da Türkiye Neden Olmalı?

Süper güçlerin mezarlığı olarak tanımlanan Afganistan son yüzyılda Rusya ve ABD'ye mezar oldu. Rusya 10 yıl savaştı. Büyük darbe alan Rusya, imparatorluğunu kaybetti. Sovyetler Birliği parçalandı.

ABD 20 yıl savaştı. Şimdi kaçarken, Kabil havaalanının güvenliği konusu önemli görüşmelere sahne oluyor.

Cumhurbaşkanımız Recep Tayyip Erdoğan-Türk Devlet Aklı, bölgeyle tarihi bağlarının çok güçlü ve uzun yıllara dayanması vesilesi ile Afgan halkının yanında yer almak istiyor.

NATO'nun 2002'de Afganistan'a müdahalesinde Türkiye muharip güç göndermedi. Sadece ülkenin imarında ve havalananın açık kalmasını sağlamak üzere güvenlik sağlayıcı pozisyonunda bulundu.

Bu süreçte Taliban'dan Türk askerine yönelik herhangi bir saldırı gerçekleşmedi. Bu zemini güçlendirecek bir girişimle Türkiye, havalimanının güvenliği konusunda dost ve kardeş Pakistan’ı ve Türk Devletler Birliğine katılan Kıpçak Türklerinin -Atilla’nın- torunlarının ülkesi Macaristan’la beraber hareket edeceğini açıkladı.

Türkiye, Afganistan'da yumuşak gücünü kullanarak hâlihazırda devam eden savaşı da durdurmaya katkı sağlayabilecek özelliklere sahip.

Bu bağlamda, Türkiye'nin Kabil havaalanının güvenliğini sağlaması son derece önemli hale gelmiş bulunuyor.

AFGANİSTAN'DAKİ Kabil Havalimanı çok önemli.

Türkiye'nin Kabil Havalimanı'nı koruması jeopolitik bir hamledir.

Türkiye'nin Asya açılımının ANAHTARLARINDAN birisidir.

NATO güçlerinin çekilmesi sonrası Afganistan'ın başkenti Kabil'deki havalimanının güvenliği ön plana çıktı.

NATO zirvesine damga vuran Başkan Erdoğan, Kabil'deki Hamid Karzai Uluslararası Havalimanı'nın güvenliğini üstlenmeye devam etme teklifinde bulunarak jeopolitik hamlelerinden birisini daha gerçekleştirdi. Kabil Hamlesi ile Türkiye, Asya'nın anahtarını aldı.

Evet, Akdeniz'de, Ortadoğu'da, Kafkasya'da ve Orta Asya'da yeni bir Türkiye güneş gibi doğuyor.

Afganistan'daki Havalimanı Neden Önemli?

ABD ve NATO müttefikleri, yaklaşık 20 yıldır Afganistan'da asker bulunduruyor. Aradan geçen 20 yılın ardından ABD'nin çekilmesinin başladığı bu dönemde en önemli gündem maddesi başta Kabil Havaalanı'nın korunması. Çünkü savaş yüzünden demiryolları parçalandı, karayolları harap edildi.

Dost ve kardeşimiz Afgan halkının dünyaya açılan tek güvenli kapısında Müslümanları koruyacak Türkiye'nin bulunması çok değerli. Dağlık bir bölgede yer alan, deniz ulaşımı olmayan ve karayollarında ciddi güvenlik sıkıntısı bulunan Afganistan'ın dış dünyayla bağının kurulabilmesi için bu havalimanı hayati bir role sahip.

Kabil Havalimanı, çekilme sonrası güvenliğin sağlanması konusunda öncelikli yerler arasında yer alıyor.

Bazı ülkeler, Afganistan'daki diplomatik misyonlarını tutmanın ön koşulu olarak havalimanı ve hava taşımacılığının güvenliğini öne sürüyor. Dahası uluslararası yardım kuruluşları bu ülkeye gerekli insani yardımları bu havalimanını kullanarak ulaştırıyor.

Başkan Erdoğan bağımsız Türkiye'nin garantisi ile Afgan halkının hayatiyet damarını korumak istiyor. Halen havalimanının askeri kısmının işletmesinden de Türkiye sorumlu.

Türkiye'nin Afganistan'da, uluslararası güç kapsamında, yaklaşık 500 askeri bulunuyor. Türkiye gittiği yere barış götürür. Afganlı kardeşlerimize yardım eder ve destekler. Bu hep sürdü ve sürecek..

Sonuç

İşte, bütün bu görüşme, mesajlar, Azerbaycan’dan Libya’ya, Kıbrıs’tan Afganistan’a kadar gerçekleşen temaslar ve kararlar şu gerçeği net ve açık gösteriyor.

Türkiye sadece Türkiye değil, Kıbrıs adası sadece bir ada değil ve Başkan Erdoğan’da sadece Türkiye’nin cumhurbaşkanı değil.

Evet. Başkan Recep Tayyip Erdoğan, dağıtılmış Müslümanların gür sesi, Türk Devletleri Birliği’nin hayati köprüsü ve MAĞDUR-MAZLUM ülkelerin fiili lideridir.

 

Tüm hakları SDE'ye aittir.
Yazılım & Tasarım OMEDYA