Bülent ERANDAÇ

Tüm Yazıları

Başkanlık ve Bürokratik Sabotajların Sonu

09 Temmuz 2018
h4 { font-size: 24px !important; } Print Friendly and PDF

9 Temmuz Yeni Türkiye gemisinin okyanusa açıldığı tarih olacağı gibi, BÜROKRATİK SABOTAJLAR DÖNEMİNİN DE sona erdiği gün olarak da tarihe yazılacaktır. 9 Temmuz Pazartesi günü başlayacak, Başkanlık dönemiyle, bürokratik sabotajlar dönemi tarihin çöplüğüne gönderilecek.

35 yıllık gazetecilik hayatımın yer yer bürokraside görev yapmakla ve önemli bölümü Bürokrasi’yi yakından takip etmek-hem hal olmakla geçen bir gazeteci olarak söylüyorum ki, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın Türkiye’ye yaptığı en güzel reformların başında, askeri ve sivil bürokrasiyi bitirmesi gelir.

Çünkü Türkiye Cumhuriyeti, BÜROKRATİK SABOTAJLAR’DAN ÇOK ÇEKMİŞTİR… Aziz Milletimiz, askeri ve sivil oligarklardan, her şeye engel olan bürokrasiden çok çekmiştir.

Pazartesi gününden itibaren Bakanlık sayısı 26’dan 16’a inecek.65 Üst Kurul’un olduğu Türkiye’de artık 9 kurul görev yapacak. Direkt olarak Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan’a bağlı olarak çalışacak, bağımsız 4 OFİS, devlete can verecek, kan verecek. Kırtasiyecilik, ’BUGÜN GİT-YARIN GEL’ dönemi minimuma indirilecek.

Geliniz, Bürokratik Sabotajlar döneminin arka planına daha geniş pencereden bakalım.

Bugün geldiğimiz nokta, bürokrasinin, siyaset kurumları karşısında güç kaybetmesine yol açan gelişmelerden sonra gerçekleşiyor. 16 yıllık Erdoğan iktidarında, özellikle 2007 yılında Cumhurbaşkanlığı seçiminde yaşanan olaylar ve ardından gerçekleşen Devlet-Millet operasyonlarıyla, bürokrasinin siyaset üzerindeki etkileri giderek azaltılmıştır. 15 Temmuz BATI FORMATLI FETÖ DARBE TEŞEBBÜSÜ’NÜN Aziz Milletimiz ve güçlü lider Erdoğan beraberliğiyle aşılmasından sonra, tarihi bürokratik damarların önemli bölümü koparılabilmiştir.

Türkiye, Başkanlık modeliyle, stratejik yönetim, performans yönetimi ve denetimi, sonuç odaklı yönetim, rekabet edebilirlik, hesap verebilirlik, alternatif bürokrasiler oluşturma, adem-i merkeziyetçilik, hizmet kalitesinin arttırılması, e-devlet, bütçeleme ve planlama süreçlerin basitleştirilmesi ve bilgi teknolojilerinin sağladığı avantajlar dönemine adım atıyor. Bütün bunların soncu, askeri ve sivil bürokrasinin, MİLLİ İRADE-SEÇİLMİŞ BAŞKAN karşısındaki güç kaynaklarını kullanamaz duruma sokulması mümkün olacaktır.

Kamusal hizmetlerinin görülmesi ve devletle vatandaşlar arasındaki etkileşimi sağlayacak yeni bürokrasi BAŞKAN’IN kontrolünde ve gözetiminde olacağından, başka güç kaynaklarına sırtına dayama pozisyonundan uzak duracak (muhakkak durdurulacaktır) ESKİ TÜRKİYE’DE BÜROKRASİ SİYASET İLİŞKİSİNDE BÜROKRASİNİN DAYANDIĞI GÜÇ KAYNAKLARI SEÇİLMİŞ İKTİDARDAN DAHA ÇOK ASKER VE SERMAYE OLMUŞTU.

 Bir örnek her şeyi anlatmaya yeter:

1982 Darbe anayasa’sının   “Egemenlik” başlıklı 6. maddesi aynen şöyle demektedir: “Egemenlik, kayıtsız şartsız Milletindir. Türk Milleti, egemenliğini, Anayasanın koyduğu esaslara göre, yetkili organları eliyle kullanır’

Yetkili organlar

 Milyonlarca vatandaşın seçtiği TBMM, millet adına egemen olduklarını gösteremeyecek, ' aracıya' ihtiyaç olacak. Onu da Askeri ve sivil Bürokrasi’nin bazı organları da üstlenecek.

1924 Anayasası ne diyordu? 

"Madde 3: Egemenlik kayıtsız şartsız Milletindir. Madde 4: Türk milletini ancak Türkiye Büyük Millet Meclisi temsil eder ve Millet adına egemenlik hakkını YALNIZ O KULLANIR’’  Egemenliği kullanan bir tek kurum var: TBMM  1960 Darbecilerinin yaptırdığı Anayasa(1961 ), " egemenlik kullanımı " nda TBMM’Yİ GERİYE İTEREK, ARACI KOYDU.

"MADDE 4: Egemenlik kayıtsız şartsız Türk Milletinindir. Millet, egemenliğini, Anayasanın koyduğu esaslara göre, YETKİLİ ORGANLAR eliyle kullanır." 
Millet egemenliğini, "yetkili organlar" gibi, sınırları muğlâk bir kurumlar toplamı arasında paylaştırdı. Yani, sivil siyasetin gücünü kırarken,  bürokrasinin nüfuz alanını artırdı.

1982 Darbecileri ne yaptı.1982 Anayasası'nda Askeri ve Sivil Oligarkların egemenlik kullanımını devam ettirdi."MADDE 6: Egemenlik, kayıtsız şartsız Milletindir. Türk Milleti, egemenliğini, Anayasanın koyduğu esaslara göre, YETKİLİ ORGANLAR eliyle kullanır." 

"Yetkili Organlar’olarak bildiğimiz Bürokrasinin, MİLLİ İRADE-SEÇİLMİŞ HÜKÜMETİ -Siyaseti dar bir alana sıkıştırmasına, bürokratik hâkimiyeti pekiştirmesine yol verildi.

BAŞKAN ERDOĞAN’IN UFKU

 24 Haziran’da, Milletimizin hür oylarıyla seçtiği Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan’ın önünde, EGEMENLİĞİ KULLANMAKTA OLAN YETKİLİ ORGANLARI HUKUKEN DE TARİHİN ÇÖPLÜĞÜNE ATMA GİBİ MİLLİ-VİCDANİ-DEMOKRAT BİR GÖREV VAR. 1982 darbe anayasası, tümüyle değişmelidir.

 1960,1982 Darbe anayasalarının, MİLLİ EGEMENLİĞİ KULLANAN ASKER VE BÜROKRASİ‘’Milli Güvenlik Kurulu, Genel Kurmay Başkanlığı, Anayasa Mahkemesi, Yargıtay, Danıştay, Sayıştay, Yüksek Öğretim Kurulu V.B) YETKİLİ ORGANLAR GİTMELİDİR. Milletin yapacağı yeni Anayasa’da, EGEMENLİK MADDESİ: “Egemenlik kayıtsız şartsız Milletindir. Türk Milleti egemenliğini, Anayasa'nın koyduğu esaslara göre, YASAMA-YÜRÜTME(BAŞKAN) VE   (BAŞKAN-MECLİS-KENDİ ÜYELERİNCE SEÇİLMİŞ) YARGI ORGANLARI ELİYLE KULLANIR’’ DENİLMELİDİR. BÖYLE BİR MADDE DEMOKRAT TÜRKİYE’NİN KALELERİNDEN BİRİSİ OLACAKTIR.

08.07.2018

Tüm hakları SDE'ye aittir.
Yazılım & Tasarım OMEDYA