İsrail, son bir buçuk yılda İsrail toplumunda yaşanan siyasi çatışma ve kırılmalar, pandemi sonrası küresel ekonomik durgunluk, fiyatlar, enflasyon ve faiz oranlarının yüksek seviyede seyrettiği istikrarsız ekonomik koşullar altında 7 Ekim 2023’ten itibaren Hamas ile Gazze’de savaşa girdi. 2023 yılına ait birçok makro ve mikro iktisadi gösterge rakamları durumun vahametini gösteriyordu. Bu savaş, ülkeyi içinden çıkılamaz ekonomik bir krize soktu.
Yaşanan kriz sadece ülke içinde mikro düzeyde kalmadı, 31 Mart 2025 tarihinde kredi derecelendirme kuruluşu Fitch, küresel bir not göstergesi olan karnede İsrail’in durumunu yatırım yapılamaz derecede negatif görünümü ifade eden A- (negatif) olarak güncelledi. Negatif eğilim gösteren bu süreç, 17 Ekim 2023’te A+ görünümüne sahipken sırayla 2 Nisan 2024, 12 Ağustos 2024 ve son olarak 31 Mart 2025 de A- (Negatif) yatırım yapılamaz görünümüne çevrildi.
Uluslarasın kredi derecelendirme kuruluşlarının İsrail’e yatırım yapılamaz notunu vermesi için oluşan koşulları derinlemesine incelediğimizde karşımıza gerçekten ülkenin karşı karşıya bulunduğu ekonomik kriz tablosu ortaya çıkmaktadır.
Ekonomik krizi tetikleyen kalemleri sırasıyla incelediğimde, savaş ekonomisi için ayrılan harcamaların en büyük maliyet kalemi olarak öne çıktığı görülmektedir.
Askeri operasyonlardan kaynaklanan maliyetler, direk ve dolaylı maliyetlerden oluşmaktadır. 7 Ekim’den sonra direk askeri maliyet kalemi, İsrail Maliye Bakanlığı kaynaklarına göre, 100.000 yedek askerin bir günlük doğrudan devlet hazinesine maliyeti yaklaşık 21 milyon doları bulan maaşlardır.
Bu rakamlara dolaylı harcamalar dahil değildir; silah altına alınan askerlerin barınma ve beslenmeyle ilgili ek maliyetleri de vardır, bunalar dikkate alındığında rakam günde 29,5 milyon İsrail şekeli (NIS)’ne yakındır. Ayrıca, günlük 30 milyon dolar olarak tahmin edilen üretim kaybı da dolaylı maliyet olarak buna ilave edilmelidir. Dolaylı ve dolaysız maliyetler toplamının günde yaklaşık 60 milyon dolar olduğu tahmin edilmektedir. Maliye Bakanlığı'na göre, savaşta her günün ekipman, mühimmat ve yedek askerler açısından maliyeti bir milyar NIS’dir. Haziran 2025 ortalama kuru 1 NIS ≈ 0.27 USD olup günlük bir milyar NIS askeri harcama tutarı 270.000.000 USD’dir. 300.000 yedek askerin geri çağrılmasıyla bunlara yapılacak direk harcama ve bunların işgücü piyasasından geri çekilmesi beraberinde artık telafi edilemez, derin, sosyo-ekonomik krizleri beraberinde getirecektir.
İsrail Maliye Bakanlığı ve Bank of Israel’in açıklamalarına göre, 2023 Ekim – Haziran 2025 döneminde savaşın İsrail’e maliyeti 248 milyar NIS ≈ 67 milyar USD’dir. Savaşın İsrail ekonomisine günlük maliyeti yaklaşık 246 milyon USD/gün olarak hesaplanmaktadır. Askerî bütçe, 2023’ten beri neredeyse iki katına çıkarak 2025’te ~118 milyar NIS’e ulaşmıştır.
Doğrudan (dolaysız) savunma harcamaları 2023–2025 döneminde yaklaşık 160–180 milyar NIS (~43–48 milyar USD) ve savunma bütçesi dışında, savaşın güvenlik ve sosyal etkilerine karşı harcanan dolaylı savunma harcamaları yaklaşık 70–90 milyar NIS (~18–24 milyar USD) olarak hesaplanmaktadır. Haziran ayı sonu itibariyle savaşın İsrail ekonomisine doğrudan ve dolaylı toplam maliyeti 230–270 milyar NIS (~61–72 milyar USD)’dir.
Doğrudan harcamalar, savunma bütçesi ve ABD’den gelen yardımlarla finanse edilirken dolaylı harcamalar acil sosyal destek fonları, maliye rezervleri ve ek borçlanma ile karşılandı.
2024 ve 2025 yıllarında askerî harcamalar ile bütçe açığı birlikte artmıştır. Bütçe açığının GSYİH’ya oranı, 2023'te %1.8 iken 2024’te %4.5, 2025’te ise yaklaşık %5.2 seviyesine yükselmiştir. İsrail’in GSYİH’si bu dönemde ortalama ~470 milyar USD düzeyindedir. Savaş harcamaları, toplam bütçenin yaklaşık %15–18’i gibi yüksek bir seviyeye ulaşmıştır. Bu göstergeler, savaşın makroekonomik baskılarını ve kamu maliyesi üzerindeki yükünü net şekilde ortaya koymaktadır.
İsrail’in (2023–2025) yılları savaş harcamalarının finansman önemli ölçüde borçlanmaya ve dış kaynağa dayanmaktadır:
%20.4 geçici fonlar ve dış borçlanma yoluyla karşılanmıştır.
Bu finansman yapısı tahvil faizleri ve bütçe açığına etkisiyle birlikte uzun vadeli mali yük oluşturacaktır. Savaşın önümüzdeki on yıl içinde İsrail ekonomisi 400 milyar USD’yi aşan maliyeti olabileceği değerlendiriliyor.
7 Ekim’den sonra İsrail ekonomisinin dinamizminin bozulması IMF verilerinden de görülmektedir. Bu verilere göre İsrail'in GSYİH büyüme oranı 2022'de %6,4 iken 2023'te %2'ye ve 2024'te %0,7'ye düşmüştür.
İsrail’in 2023 Haziran – 2025 Haziran dönemi arasında savaş nedeniyle yaşadığı işgücü kaybı büyük olmuştur. Orduya çağırılan 300.000’e yakın yedek asker hem kamu hem özel sektörde ciddi işgücü boşluklarına neden oldu. Bu işgücünün üretimden çekilmesi inşaat ve sanayi sektörlerinde belirgin üretim kayıplarına yol açtı. Kuzeydeki çatışmalar nedeniyle 144.000 kişi (özellikle tarım ve tavukçuluk sektöründe çalışanlar), Güneyde Gazze sınırından uzaklaştırılan yaklaşık 150.000 kişi, çalışmalarını sürdüremedi ve işgücü kaybına dahil oldu. İsrail Demokrasi Enstitüsü, Ekim 2023 saldırısının ardından evlerinden edilenlerin beşte birinin işini kaybettiğini açıkladı. Askere alınan yedekler ve bölgesel işgücü kaybı birleşince bazı sektörlerde %10–20 bandında daralma yaşandı. Örneğin teknoloji sektöründe %10, tarımda ise yüzbinlerce yabancı/Filistinli işçinin ayrılması beslenme/tavuk ürünleri üretimini etkiledi.
Savaşın etkisi ihracatta da etkisini gösteriyor. Geleneksel ihracat savaşın başlangıcında ciddi yara alarak ~%18 oranında geriledi. OECD raporuna göre İsrail'den yapılan ihracat, Mayıs 2025'te bir önceki yılın aynı dönemine göre %2.3 düşüşle 4.48 milyar ABD doları olarak gerçekleşti. Savunma ve yüksek teknoloji ihracatı, hem 2023 hem 2024’te güçlü artış göstererek kısmen kayıpları telafi etti.
Savaşın tüketici güveni üzerinde özellikle olumsuz etkileri oldu. En ciddi şekilde etkilenen sektörler inşaat, turizm, restoranlar ve genel olarak hizmet sektörü oldu. Artık turistler İsrail’i güvenli ve seyahat edilebilir bir ülke olarak görmüyorlar. Savaş nedeniyle İsrail turizm gelirleri %80 oranında azaldı.
Tüketici fiyat endeksi son yılların en yüksek seviyesine çıkarak -25,11 olarak açıklandı. Savaşın yarattığı güvensizlik aynı zamanda ülkeden kaçışları da artırdı. Yatımcı güveninin kaybolmasıyla yabancı yatırımlar %29 oranında azaldı, teknoloji yatırımlarında ciddi gerileme yaşandı. Kendi halkının güvenini kaybetmekte olan bir ülkeye başka ülke vatandaşlarını gelmemesi son derece olağan bir sonuçtur.
Savaş ayrıca enflasyonist baskıya da yol açtı. Bu eğilim, askeri harcamalardaki artışın yanı sıra tedarik zinciri kesintileri ve iş gücü sıkıntısı gibi diğer faktörlerden kaynaklanmaktadır. Bu süre içerisinde iş gücü kaybı beraberinde şirket kapanışlarını da getirdi. İsrail merkezli İş bilgi şirketi CofaceBdi' ne göre 2023 de 57.000 2024 de 59.000 olmak üzere toplam 116.000 şirket kapanmak zorunda kalmıştır. Toplamda 750 bin civarında olan işyeri sayısı dikkate alındığında her 100 şirketten 15’inin kapandığı görülmektedir. 2025 verileri işyeri kapamalarının artacağını göstermektedir. OECD raporuna göre 7 Ekim’den sonra konut inşaat sektörü işgücü eksiliği ve maliyetlerin yükselmesinden dolayı çökmüştür.
Ekonomik ve sosyal hayat birbirinden bağımsız düşünülemez ve ekonomik koşullar sosyal yaşantıyla doğru orantılı hareket eder. Savaş ekonomisi en büyük ve acımasız yüzünü bütçe açığı vererek gösterir ve bu yük halkın yüksek vergileriyle karşılanır. Yüksek faiz oranları, enflasyon, kapanan şirketler, çöken sektörler İsrail’i döneminin en büyük dış borcuna mecbur bırakmıştır.
Öte yandan 13 – 25 Haziran arasında yaşanan İsrail – İran savaşının ekonomiye ilave 12 milyar dolar maliyet getireceği İsrail Maliye Bakanı tarafından açıklandı. Bu savaşın İsrail'in bütçe açığını yüzde 6'ya kadar çıkabileceği, tazminat ödemelerinin kamu maliyesini daha da zorlayabileceğini bekleniliyor. Hükümetin açığı kapatmak için sağlık ve eğitime yönelik kamu harcamalarını kısmak, vergileri artırmak veya borçlanmayı artırmak gibi bir veya birden fazla önleme başvurabileceği söyleniyor.
Sonuç
İsrail, Hamas’la savaşta hedeflediği başarıya ulaşamadı. Rehinelerin geri alınması, Hamas lider kadrosunun yok edilmesi, tünellere girilmesi, Gazze halkının sürgüne mecbur bırakılması ve bütün bunların kısa süre içerisinde sonuçlandırılması hedeflerine ulaşamadı. Uzayan savaş İsrail halkı ve ordusunda yılgınlığa yol açtı, yükselen savaş maliyeti ekonomiyi ciddi sorunlara soktu.
13 Haziran da başlayan İran - İsrail savaşında İsrail ciddi şekilde füze stoklarını tüketti. İsrail’in Hamas ve İran’la savaşı ABD’nin para yardımı ve silah-mühimmat tedariki olmadan sürdürülemez hale geldi, ülke ekonomisini toparlanamaz şekilde çöküşe geçmiş durumda.
Ülkeden servet kaçışı sürüyor. Henley Partners Raporuna göre 1.700 dolar milyoneri ülkeyi terk etti, 2025 yılında da en az 350 milyonerin ülkeyi terk edeceği tahmin ediliyor.
12 günlük İran savaşı İsrail’e 12 milyar dolar ilave maliyet oluşturdu, 10 yıl içerisinde savaşın maliyeti 400 milyar dolar olacağı tahmin edilmektedir. Netanyahu hükümetinin hesapsız savaşı İsrail ekonomisini dipsiz bir kuyuya çevirmiştir.
ABD yardımlarıyla ekonomisini ayakta tutmayan çalışan İsrail’in ekonomisin yakın vadede toparlanması mümkün görünmüyor
İsrail ekonomisi ancak ABD yardımlarıyla ayakta kalabilir ancak buda şüpheli Zira, ABD ekonomisi kendi içerisinde sıkıntılar yaşıyor, devlet borcu Haziran sonu itibariyle 37 trilyon doları aşmış durumda ve hali hazırda bu rakam büyüyerek devam ediyor.
Başta ABD olmak üzere Batı dünyası için İsrail taşınamaz bir yük haline gelmiştir. Sırtlarından atacakları zaman uzak görünmüyor.
Kaynak
https://tr.tradingeconomics.com/israel/external-debt
https://www.bdicoface.co.il/news/war-ri-il-ys/
https://www.oecd.org/en/publications/oecd-economic-surveys-israel-2025_d6dd02bc-en.html
Diğer İçerikler