ABD'nin Ankara Büyükelçisi ve Suriye Özel Temsilcisi Tom Barrack, Bahreyn'in başkenti Manama'da düzenlenen Uluslararası Stratejik Çalışmalar Enstitüsü (IISS) forumunda yaptığı konuşmada, Gazze'de varılan ateşkes anlaşmasında Türkiye'nin belirleyici rol oynadığını vurgulayan Barrack, "Türkiye olmasaydı Gazze'de ateşkes olmazdı. Başkan Trump, Sayın Erdoğan'a 4 kez teşekkür etti." dedi.
Cumhurbaşkanı Erdoğan ve Katar'ın ateşkes sürecinde "müthiş bir iş" çıkardığını belirten Barrack, "Özellikle Türkiye'nin Hamas ile ilişkileri, onları terör örgütü olarak nitelememesi, ateşkes için sonuna kadar gelmelerini sağladı." ifadelerini kullandı.
ABD Başkanı Donald Trump'ın barış vizyonuna da değinen Barrack, "Başkan (Trump) her yerde satranç tahtasını tamamen değiştirdi. Türkiye ve İsrail savaşmayacak. Bence bu olmayacak ve Hazar Denizi'nden Akdeniz'e kadar bir işbirliği göreceksiniz." değerlendirmesinde bulundu.
Tarihi perspektiften konuşan Barrack, Batı'nın yüzyıllardır sürdürdüğü politikaları eleştirerek, "Osmanlı İmparatorluğu'nun yıkılmasından bu yana Batı'nın yaptığı her şey bir hataydı. Topluluklara, bayraklara, dinlere yönelik sömürgeci tutum hiçbir zaman işe yaramadı. Tüm bu modeller çöktü." dedi.
İngiltere’nin eski Dışişleri Bakanı ve Başbakanı Boris Johnson: İngiliz-Amerikan Koalisyonu Olarak Irak’ı Yıktık Fakat Ülkenin Geleceğine Dair Hiçbir Planımız Yoktu
İngiltere’nin eski Dışişleri Bakanı ve Başbakanı Boris Johnson, geçtiğimiz günlerde katıldığı bir televizyon programında Irak işgaline dair dikkat çeken açıklamalarda bulundu. Johnson, Saddam Hüseyin’in devrilmesinden sonra “ülkenin geleceğine dair hiçbir planın olmadığını” itiraf ederek, koalisyon güçlerinin büyük bir hataya imza attığını söyledi.
Johnson açıklamasında, “Saddam'ın yerine kimin geçeceğine dair hiçbir planımız yoktu. Baas Partisi'nin tamamını, yönetici elitlerin tamamını ortadan kaldırdık” ifadelerini kullandı. İngiliz lider, işgalin ardından devlet kurumlarının tamamen dağıtıldığını, ülkenin yönetim mekanizmasının çöktüğünü ve bunun sonucunda büyük bir kaos ortamının oluştuğunu belirtti.
“Evleri yağmalandı, puro kutuları çalındı ve onları değiştirmeyi de düşünmüyorduk” diyen Johnson, dönemin İngiliz ve Amerikan diplomatlarının da plansızlık içinde hareket ettiğini ifade etti. “Bir basın toplantısında ‘şimdiki plan ne?’ diye sorduğumda, ‘bir yolculuğa çıkıyoruz’ dediler. Ne olacağı hakkında hiçbir fikirleri yoktu. Bu tamamen ahlaki açıdan yanlıştı.”
Johnson, Irak’a yapılan müdahalenin uluslararası hukuka ve ahlaki değerlere aykırı olduğunu vurgulayarak, “Bağımsız ve egemen bir ülkeye girmiştik, siyasi rejimini, kurumlarını yıkmıştık, yöneticisinden kurtulmuştuk ama ülke için hiçbir planımız yoktu. İstikrar için, azınlıkları korumak için hiçbir planımız yoktu. Çok korkunçtu.” sözleriyle dönemin sorununu açıkça dile getirdi.