Trump yönetimi 2 Temmuz'da, ABD'nin tehlikeli derecede düşük seviyelere yaklaşan kendi stoklarını koruması endişesiyle hava savunma füzeleri de dahil olmak üzere bazı hassas mühimmatların Ukrayna’ya sevkiyatlarını durdurdu. Beyaz Saray sözcüsü Anna Kelly, "Bu karar, Savunma Bakanlığı'nın ABD'nin "dünya genelindeki diğer ülkelere sağladığı askeri destek ve yardım" incelemesinin ardından, "Amerika'nın çıkarlarını ön planda tutmak amacıyla alındı." açıklamasını yaptı.
Bazı Demokratlar, Ukrayna’nın Rusya'nın işgalci güçleriyle yoğun çatışmalar yaşadığı bir dönemde, silah sevkiyatlarının durdurulmasının ülke üzerinde yıkıcı bir etki yaratabileceği konusunda uyarıda bulundu ancak Trump yönetimi yetkilileri bu endişeyi reddetti.
ABD’nin silah sevkiyatını durdurduğunun açıklanmasının ardından Rusya, Ukrayna’ya çok yoğun ve ölümcül saldırılar başlattı.
Trump’tan sevkiyat durdurulmasından haberim yok açıklaması
Trump, 4 Temmuz günü Ukrayna Devlet Başkanı Volodimir Zelenski'yi telefonla arayarak silahların durdurulmasından kendisinin sorumlu olmadığını, kendisinin (Amerika Birleşik Devletleri başkanı ve ABD silahlı kuvvetlerinin başkomutanı olarak) teslimatların durdurulduğunu bilmediğini ve her halükârda silah sevkiyatının yeniden başlayacağını söyledi.
Pentagon Baş Sözcüsü Sean Parnell, Trump'ın açıklamalarından kısa bir süre sonra gönderdiği e-posta açıklamasında, başkanın talimatı üzerine, "Savunma Bakanlığı, Ukraynalıların kendilerini savunabilmeleri için Ukrayna'ya ek savunma silahları gönderiyor; bu sırada kalıcı bir barışı güvence altına almak ve ölümlerin durmasını sağlamak için çalışıyoruz." dedi.
Trump dış politikasına eleştiriler
Trump'ın silah transferlerini durdurma kararından haberi olsun ya da olmasın, yaşanan bu kargaşanın sebebi, Trump dönemi ABD dış politikasında herhangi bir stratejinin veya sistematik karar alma mekanizmasının olmaması sebebiyle eleştiriliyor.
Savuma Bakanı Pete Hegseth ve Savunma Bakanlığı politika müsteşarı Elbridge Colby Ukrayna’ya silah sevkiyatının durdurulması kararının arkasında olmakla eleştiriliyorlar. Bu isimler, ABD’nin Çin ile gelecekte bir savaş yaşayacağını düşünerek ordunun imkân ve kuvvetlerinin Avrupa ve Ortadoğu’dan çekilerek Hint-Pasifik'e yönlendirilmesi gerektiğini savunuyorlar.
Diğer İçerikler