Epstein Hikayesi İsrail'in ABD Üzerindeki Demir Yumruğunu Açığa Çıkarıyor

Soumaya Gannuşi tarafından yazılan “Epstein Hikayesi İsrail'in ABD Üzerindeki Demir Yumruğunu Açığa Çıkarıyor" başlıklı yazıda, yabancı bir etki ağının, baştan çıkarma, bağımlılık ve ele geçirme yoluyla dünyanın en güçlü ulusunu nasıl yönettiğini gösterdiğini ifade ediyor.

Yazıda öne çıkan başlıklar şöyle:

“Epstein sızıntıları, Washington’daki pek çok kişinin mühürlü kalmasını umduğu bir kapıyı yeniden açtı. Dedikodu kapısını değil — medya kamuoyunu bununla boğmaya razı olsa da — Amerikan gücünün işleyişine açılan kapıyı.

Epstein yalnızca İsrail istihbaratına sosyal olarak yakın biri değildi; operasyonel olarak işe yarıyordu

Bu sızıntılar, itibarsız finansçı Jeffrey Epstein'ın düşüşünü ifşa etmekle kalmıyor. Aynı zamanda, dünyanın en güçlü ulusunu baştan çıkarma, bağımlılık ve ele geçirme yoluyla yönetmeyi öğrenmiş yabancı bir nüfuz ağına uzanan, para, siyaset ve seksten oluşan uğursuz bir üçgeni de ortaya çıkarıyor.

Drop Site’ın yürüttüğü soruşturmalar tabloyu daha da netleştiriyor. Epstein yalnızca İsrail istihbaratına sosyal olarak yakın biri değildi; operasyonel olarak işe yarıyordu. Haber kuruluşunun aktardığına göre, Manhattan’daki evi kıdemli İsrail istihbarat görevlisi Yoni Koren’i uzun süreler boyunca ağırladı.

Sızıntılar, Epstein’ın etrafında dolaşan Amerikan elitlerinin zihniyetini daha da karanlık bir şekilde açığa çıkarıyor. Programlar ve e-postalar, onu ne bir tehlike olarak gören ne de dışlanmış muamelesi yapan, aksine onu bir eş, bir kapı bekçisi, bir mıknatıs olarak gören erkekleri ortaya koyuyor.

Onun tarafından fark edilmek, arkasındaki ağ tarafından fark edilmek demekti. Ona yaranmak, sonuçların buharlaştığı bir dünyaya davet edilmekti.

Epstein, sessizce yayılan bir istihbarat ahtapotunun kamusal yüzü hâline geldi. Elitler onun yörüngesine kazara düşmedi; onu özellikle aradılar. Çünkü Epstein’ın, bir başkanlığın bile sunamayacağı şeyleri sunabildiğini fark ettiler: dokunulmazlık, erişim, zevkler ve yöneticilerinin iştahlarını besleyerek ulusları ele geçirme sanatını mükemmelleştirmiş yabancı bir lobinin himayesi.

Suçlu bir adam, itaatkar bir adamdır

Uzlaşmacı bir adam, yönetilebilir bir adamdır. Suçlu bir adam, itaatkar bir adamdır. Ortaya çıkmaktan korkan bir adam, hayır diyemez.

Epstein'ın dünyası -ada, daireler, uçuşlar- bir nüfuz fabrikası, bir zaaf kataloğu, bir şantaj pazarı haline geldi. Ama Epstein sadece bir araçtı.

Aipac, yalnızca 2024 yılında Amerikan seçimlerine 53 milyon dolardan fazla para aktardı

Bir de gündüz kolu vardı: Amerikan İsrail Kamu İşleri Komitesi (Aipac). Epstein gizli, psikolojik ve uzlaşmacı bir etki aracıyken, Aipac kamusal, finansal ve yasama organıydı. Biri seçkinleri iştahları aracılığıyla ele geçirdi; diğeri Kongre'yi parayla ele geçirdi. Biri baştan çıkardı; diğeri satın aldı. Birlikte, aynı yapının hem gölgesini hem de yüzeyini oluşturdular.

Aipac, yalnızca 2024 yılında Amerikan seçimlerine 53 milyon dolardan fazla para aktardı ve her iki partiden 361 adayı destekledi. Bunlar bağış değil, stratejik kazanımlardı; uyumun basınç vanalarıydı; kimin korunup kimin yok edilebileceğinin sinyalleriydi.

Lobinin kaçınılmazlık aurası çatırdıyor

Ancak Amerikan siyasi manzarasında bir şeyler değişiyor. Lobinin kaçınılmazlık aurası çatırdıyor. Hâlâ muazzam olan gücü, giderek azalmaya başlıyor.

Aipac'ın yıllık kongre gezileri sekteye uğruyor. 2023'te toplam 24 birinci dönem Demokrat katıldı. Bu yıl ise 33 kişiden sadece 11'i katıldı ve yedisi uçak biletleri alındıktan sonra son dakikada ayrıldı. Hatta bir zamanlar sadık bir katılımcı olan Temsilci Hakeem Jeffries bile katılmadı.

Diğer temsilciler de geri adım atıyor: Massachusetts Kongre Üyesi Seth Moulton, Aipac bağlantılı bağışları iade ederken, Morgan McGarvey, Valerie Foushee ve Deborah Ross artık gruptan fon almayacaklarını duyurdu.

Bir zamanlar korku salan lobi, artık bir yük haline geldi

Seçmenler, özellikle de genç ve Demokrat eğilimli kesimler, İsrail yanlısı lobi gruplarının desteklediği adayları reddediyor. Arap Amerikan Enstitüsü'nün anketleri, bu tür desteklerin artık oy kazandırmaktan çok, oy kaybına yol açma olasılığının daha yüksek olduğunu gösteriyor.

İlerici bir Yahudi yorumcunun dediği gibi: "Aipac'tan korkmuyorlar. Aipac ile ilişkilendirilmekten korkuyorlar. Son yarım yüzyılın siyasi kuralları gözlerimizin önünde değişiyor."

Bir zamanlar korku salan lobi, artık bir yük haline geldi. Güç nişanı, zayıflığın simgesi haline geldi. Rüzgarlar yön değiştiriyor.”