FBI, En Büyük Siyonist Örgüt ADL ile İşbirliğini Sonlandırdı: “Bu Dönem Kapandı”

ABD Federal Soruşturma Bürosu (FBI), Anti-Defamation League (ADL) ile uzun süredir yürüttüğü işbirliğini resmen kesti. Direktör Kash Patel, ADL’yi “Amerikan vatandaşlarını fişleyen bir politik cephe” olarak tanımladı. Gazeteci Mustafa Ekinci ise ADL’nin ABD sistemindeki rolüne dikkat çekti.

h4 { font-size: 24px !important; } Print Friendly and PDF

ABD’nin en üst düzey güvenlik kurumu FBI, antisemitizm ve nefretle mücadele alanında tanınan ancak son yıllarda sert tartışmaların odağına oturan Anti-Defamation League (ADL) ile ortaklığını sona erdirdi. Karar, ADL’nin “aşırılık ve nefret sözlüğü”nde muhafazakâr gençlik örgütü Turning Point USA (TPUSA) ve lideri Charlie Kirk’ü “aşırılık yanlısı grup” olarak listelemesi sonrasında artan tepkilerin ardından geldi.

FBI Direktörü Kash Patel, ADL ile bağların koparıldığını duyururken, eski direktör James Comey döneminde kurulan ortaklığı “utanç verici” olarak nitelendirdi: “James Comey, ADL’ye ‘aşk mektupları’ yazarak, bu örgütü FBI içine soktu. Amerikalıları fişleyen bir aktivist gruba alan açtı. O dönem bitti. FBI, ADL ile herhangi bir ortaklığı resmen reddediyor.”

Gazeteci Mustafa Ekici konuya ilişkin yazdığı değerlendirmede ADL’nin ABD sistemindeki rolüne dikkat çekti. Ekinci, X hesabında yaptığı paylaşımda gelişmeleri şöyle değerlendirdi:

“7 Ekim Aksa Operasyonu’nun küresel Siyonist organizasyonda yol açtığı depremin boyutları inanılmaz. Amerika merkezli Siyonist ihbar ve iftira kuruluşu ADL, Siyonistlerin suçlarını ifşa eden şahsiyetleri fişliyor, FBI içine yerleştirilmiş ajanlar aracılığıyla adeta bir kolluk kuvveti gibi operasyon yapıyordu. O kadar ileri gittiler ki dünyanın her yerinden siyonizm karşıtı tweet atanları dahi fişliyorlardı.”

Ekinci ayrıca, ADL’nin Yahudi lobisinin ABD sistemine nüfuzunun AIPAC ile birlikte en sembolik örneklerinden biri olduğunu belirtti. Ona göre ADL’nin, Trump’a yakın TPUSA’yı “aşırılık yanlısı grup” ilan etmesi, örgütü muhafazakâr çevrelerin tepkisiyle karşı karşıya getirdi. Bu süreçte Elon Musk da, FBI’ın “nefret grubu” tanımlarını ADL’den aldığını ve bunun “katiller yerine muhafazakârları hedef haline getirdiğini” yazmıştı.

Cumhuriyetçi Kongre üyesi Anna Paulina Luna da ADL’ye tepki göstererek: “Bana öyle geliyor ki, onlarla aynı fikirde değilsen, seni ‘nefret grubu’ olarak etiketliyorlar” ifadelerini kullandı.

ADL’nin geri adımı

Tepkilerin büyümesinin ardından ADL, yaklaşık 1.000 maddelik “Aşırılık ve Nefret Sözlüğü”nü yayından kaldırma kararı aldı. Yapılan açıklamada, sözlüğün “modası geçmiş kavramlar” içerdiği ve “yanlış kullanımlara maruz kaldığı” belirtildi. Örgüt, “araştırmalarını yenileme ve antisemitizmle daha etkili mücadeleye odaklanma” gerekçesini öne çıkardı.

Bu gelişmeyle birlikte FBI–ADL işbirliği resmen sona ererken, tartışma ABD’de güvenlik kurumlarının tarafsızlığı ve sivil toplum örgütlerinin siyaset üzerindeki etkisi bağlamında daha da büyümüş durumda.

Tüm hakları SDE'ye aittir.
Yazılım & Tasarım OMEDYA