ABD, uzun süredir yürüttüğü askeri ve diplomatik angajmanlara rağmen Suriye'de kalıcı bir çözüm sağlayamadı. Ancak son dönemde yapılan açıklamalar ve analizler, Washington'un artık “başarısız bir Suriye”nin bölgesel güvenliği tehdit ettiğini açıkça kabul ettiğini gösteriyor.
Senato Dış İlişkiler Komitesi'nde konuşan ABD’li Senatör Marco Rubio, Suriye'deki geçici hükümetin çökmesi durumunda ülkenin kısa sürede yeniden topyekûn bir iç savaşa sürükleneceği uyarısında bulundu. Rubio, “Suriye başarısız olursa sadece kendisi değil, bütün bölge istikrarsızlaşır” ifadelerini kullandı.
Düşünce kuruluşları da bu değerlendirmeye paralel görüşler sunuyor. Brookings Enstitüsü’ne göre, ABD’nin mevcut Suriye politikası yetersiz ve güncellenmesi gerekiyor. Enstitü, diplomatik çözümlerin askeri baskıların önüne geçmesi gerektiğini belirtiyor.
Foreign Policy Research Institute (FPRI) ise daha kapsamlı bir stratejik yeniden yapılanmaya işaret ediyor. Kuruluşa göre, sadece terörle mücadele değil; aynı zamanda yerel yönetimlerin ekonomik destekle güçlendirilmesi, Suriye Demokratik Güçleri ile Türkiye arasındaki diplomatik temasların artırılması ve bölgedeki Kürt-Arap-Türkmen dengelerinin gözetilmesi elzem.
Öte yandan Atlantic Council, Türkiye ve Suudi Arabistan gibi bölgesel aktörlerin Suriye’nin yeniden inşasında kilit rol oynayabileceğini ifade ediyor. ABD’nin bu ülkelerle daha yapıcı bir işbirliği geliştirmesi, İran’ın etkisini sınırlamak açısından da stratejik bir adım olarak değerlendiriliyor.
Görünen o ki, ABD artık Suriye'nin sadece bir jeopolitik kriz başlığı olmadığını, aynı zamanda bölgeyi domino etkisiyle sarsabilecek bir istikrar sınavı olduğunu kabul ediyor. Washington’un Suriye'nin “başarılı olması gerektiği” yönündeki söylemi, askeri değil, diplomatik eksende yeni bir yön arayışına işaret ediyor.
Diğer İçerikler