Türkiye’nin Savunma Sanayi İsrail’in Gündeminden Düşmüyor, İsrailli Savunma Analisti Lapidot: “Ankara Gökyüzünün Oyun Kurucusu Haline Geldi”

İsrail’in önde gelen gazetelerinden Israel Hayom, Türkiye’nin son dönemde savunma sanayiinde attığı dev adımları mercek altına aldı. Gazetenin savunma analisti Aharon Lapidot, “Typhoon, modernize edilmiş F-16’lar ve görünmez KAAN: Türkiye hava üstünlüğünü yeniden inşa ediyor” başlıklı analizinde, Türkiye’nin 9 milyar euroluk savunma hamlesiyle ‘gökyüzünün oyun kurucusu’ haline geldiğini yazdı.

“Uzun Müzakerelerin Ardından Gelen Anlaşma”

Lapidot, Türkiye ile İngiltere arasında Ekim ayında imzalanan 20 adet Eurofighter Typhoon savaş uçağı anlaşmasını hatırlatarak, bu sürecin “Avrupa Typhoon Konsorsiyumu’yla yapılan uzun müzakerelerin ardından geldiğini” belirtti. Analize göre Ankara, teslimat sürecini hızlandırmak amacıyla Katar ve Umman’dan 24 Typhoon daha almak için ek görüşmeler yürütüyor.

“İki Kritik Boşluğu Aynı Anda Dolduruyor”

İsrailli uzman, Türkiye’nin Eurofighter tercihinin stratejik bir hamle olduğunu vurgulayarak, “Eurofighter Typhoon, Türk Hava Kuvvetleri için iki kritik boşluğu dolduruyor. Birincisi, NATO seviyesinde derhal hava üstünlüğü sağlayacak bir platform sunuyor. İkincisi, F-16 filosuna alternatif bir çözüm getiriyor. Türkiye’nin F-35 programına dönüşü belirsiz olsa da Typhoon bu açığı başarıyla kapatıyor” ifadelerini kullandı.

“Türkiye’nin Bölgesel Etkinliği Artacak”

Lapidot’a göre Typhoon’un sahip olduğu AESA radar, uzun menzilli BVR füzeleri ve yüksek hassasiyetli taarruz sistemleri, Türkiye’nin bölgesel etkisini büyük ölçüde artıracak. Bu sistemlerin hem Türk komuta ağlarına hem de NATO altyapısına entegre edilebileceği ifade edilirken, bu adımın Türkiye’nin Suriye, Doğu Akdeniz ve Karadeniz üzerindeki hava kontrol kapasitesini güçlendireceği belirtildi.

“TUSAŞ Türkiye’nin Omurgası”     

Analizde, Türk Havacılık ve Uzay Sanayii (TUSAŞ)’ın Türk Hava Kuvvetleri’ne “muazzam bir omurga” kazandırdığı vurgulandı. Lapidot, “1980’lerden bu yana süren F-16 üretimi ve modernizasyonu, bugün yerli jet Hürjet ve beşinci nesil savaş uçağı KAAN projelerine zemin hazırladı” ifadelerini kullandı.

“Kaan Türkiye’nin Stratejik Gücü”

Lapidot, KAAN’ın Şubat 2024’te ilk uçuşunu yaptığını ve 2028’e kadar 20 adet Block10 modelinin hizmete alınmasının planlandığını aktardı. İsrailli uzman, uçağın tam operasyonel güce ulaşmasının zaman alacağını belirtse de “KAAN Türkiye için politik ve stratejik bir güç göstergesi” yorumunu yaptı.

“NATO İçinde Özgün Askeri Güç Merkezi”

Analiz, Türkiye’nin yalnızca Batı’dan silah almadığına, aynı zamanda “stratejik özerklik vizyonunu kararlılıkla sürdürdüğüne” dikkat çekti. Lapidot, “Türkiye, Typhoon ve KAAN hamleleriyle Batı’ya bağımlılığını azaltırken NATO içinde özgün bir askeri güç merkezi haline geliyor” değerlendirmesinde bulundu.

“İsrail için Yeni Bir Denklem”

Lapidot, Türkiye’nin güçlenmesinin İsrail açısından yeni bir stratejik denge yarattığını da kabul ederek, “İsrail hâlâ istihbarat, erken uyarı ve savaş tecrübesi açısından avantajlı. Ancak artık karşısında modernize edilmiş geniş bir F-16 filosu, yeni Typhoon’lar, kısa sürede hizmete girecek 5. nesil KAAN ve gelişen bir SİHA ekosistemi bulunan bir Türkiye var” ifadelerini kullandı.

“Gökyüzü Yeniden Türklerin Elinde”

Analizin sonunda Lapidot, şu cümleleri yazdı:
“Türkiye artık ikinci sınıf uçaklarla değil, birinci sınıf stratejilerle uçuyor. Ankara’nın 9 milyar euroluk Typhoon anlaşması, F-16 modernizasyonu ve KAAN’ın yükselişiyle birlikte, Türkiye askeri havacılıkta tarihi bir dönüm noktasına girdi. 2020’lerin sonunda Türkiye sadece bölgesel değil, küresel hava sahasının belirleyici aktörlerinden biri olacak. Yani gökyüzü yeniden Türklerin elinde.”