Ynetnews’te yer alan bir analize göre, ABD’nin ev sahipliğinde Paris’te gerçekleşen dört saatlik İsrail-Suriye görüşmesi, diplomatik açıdan son derece dikkat çekiciydi. İsrail Stratejik İşler Bakanı Ron Dermer ile Suriye Dışişleri Bakanı Esad el-Şibani arasında yapılan bu görüşme, 25 yıl aradan sonra iki ülke arasındaki ilk üst düzey temas olarak kayda geçti. Görüşmeye ABD’nin Türkiye Büyükelçisi Tom Barrack ev sahipliği yaptı.
Görüşmenin içeriği kamuoyuyla paylaşılmasa da Barrack, yapılan açıklamada görüşmelerin “olumlu bir atmosferde” gerçekleştiğini ve benzer görüşmelerin devam edeceğini belirtti. Ancak bu açıklama, görüşmelerin düzenli hale gelip gelmeyeceği, nerede ve kimler arasında yapılacağı gibi detayları içermiyor.
Bu tarihi temas, İsrail’in Şam ve banliyölerindeki güvenlik kurumlarıyla bağlantılı binalara düzenlediği hava saldırılarından sadece birkaç gün sonra gerçekleşti. Analize göre, İsrail, Suriye Devlet Başkanı’nın komşularıyla çatışmadan kaçınacağına dair verdiği sözlerden tatmin olmuş görünmüyor.
Ynetnews’e göre, Türk Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan da bu gelişmelerden haberdar edildi. Erdoğan, geçmişte Hayat Tahrir el-Şam adlı örgütünün liderliğini yaptığı dönemde Suriye Devlet Başkanı ile yakın ilişkiler kurmuştu. Görüşmelerle ilgili bilgilendirme sonrası Erdoğan, “Suriye’nin birliğini baltalamaya ya da kantonlara ayırmaya çalışanlar”ın Türkiye’nin sert tepkisiyle karşılaşacağını ifade etti.
Türkiye Dışişleri Bakanı Hakan Fidan da söylemini daha da sertleştirerek, İsrail’i askeri müdahaleyle tehdit etti ve İsrail’in Suriye’deki Dürzi topluluğunu bahane ederek kaos çıkarmaya çalıştığını iddia etti. Fidan’a göre, “güçlü ve istikrarlı bir Suriye, İsrail’in çıkarına değil.”
Ynetnews, Türkiye’nin İran’ın Suriye’deki askeri rolünü devralmaya hazırlandığını belirtiyor. Şu ana dek Türk askerlerinin Suriye topraklarına giriş yapmadığına dikkat çekilse de Ankara ile Şam arasında bir tür ortak savunma anlaşması üzerinde görüşmeler yürütülüyor. Bu kapsamda Türkiye, Suriye ordusuna sadece hafif ve ağır silahlar değil; eğitmen, danışman ve üst düzey askeri yetkililer de sağlayabilecek.
Bu gelişme, Ankara’nın İran’ın boşalttığı askeri alanı doldurmaya yönelik ciddi bir adım attığını gösteriyor. İsrail tarafı ise bu durumu endişeyle takip ediyor. İsrailli yetkililere göre, Türkiye’nin aktif şekilde sahaya inmesi, Suriye’deki Kürt, Alevi ve Dürzi topluluklar üzerinde ciddi etkiler yaratabilir. Ynetnews, Türkiye’nin hâlihazırda kendi topraklarında Suriyeli askerleri eğittiğini, askeri malzeme sağladığını ve Suriye ordusuna doğrudan talimatlar verdiğini aktarıyor.
Büyükelçi Barrack ise ABD’nin Suriye’nin kararlarına doğrudan karışmayacağını belirtmekle birlikte, Şam’ı Türkiye ile ilişkilerini derinleştirme konusunda temkinli olmaya çağırdı. Barrack’ın sert uyarıları, Washington’un Ankara’nın Suriye’deki hızlı manevralarından ve İsrail’e karşı yönelttiği tehditlerden rahatsızlık duyduğunu ortaya koyuyor.
Analize göre, Suriye bir anda ABD’nin dış politika gündeminde yeniden öncelik haline geldi. Başkan Donald Trump, Cumhurbaşkanı Erdoğan ile güvene dayalı bir ilişki kurduğunu ve “Erdoğan’ın kendisinden ne isterse yapacağını” savundu. Bu sırada Şam yönetimi, Dermer-Şibani görüşmesinde İsrail’e herhangi bir müdahalede bulunma niyetinin olmadığını dile getirirken, İsrail’in kendi topraklarından çekilmesini “ısrarla” talep etti.
Ynetnews’e göre Türkiye, yalnızca bir askeri ittifak değil, aynı zamanda Suriye’de stratejik noktaları kontrol etme hedefi de güdüyor. Bu kapsamda Ankara’nın Hama kentindeki havaalanını ele geçirmeyi hedeflediği iddia ediliyor.
Diğer İçerikler
