İsrailli emekli Tümgeneral Israel Ziv, Tel Aviv merkezli Kanal 12 için kaleme aldığı analizde Türkiye’nin bölgedeki yükselişini ve İsrail ile yaşanabilecek muhtemel iki senaryoyu değerlendirdi. Ziv, hem Gazze’nin geleceğine ilişkin karar aşamasının kritik noktaya geldiğini hem de Ankara’nın bölgesel stratejisinin İsrail açısından yeni bir güvenlik denklemi oluşturduğunu ifade etti.
Ziv, Netanyahu’nun Washington ziyaretinin diplomatik bir görüşmenin ötesine geçtiğini belirterek, “Netanyahu, Gazze’nin anahtarlarını Türkiye'nin elinden almak için Trump ile görüşecek” dedi.
Analizinde Gazze’de kimin istikrar sağlayacağına ilişkin kararın çok yakın olduğuna dikkat çeken Ziv, İsrail için en güvenli seçeneğin Mısır olduğunu söyledi. Ziv’e göre Tel Aviv, bölgede Türk askerinin konuşlanmasını kabul etmemeli:
“Gazze’de Türk askeri yerine kendi selametimiz için Mısır’ın kontrolünü tercih etmeliyiz.”
Ziv, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın Ortadoğu’daki etkisinin belirgin şekilde arttığını vurgulayarak, Türkiye’nin İran’ın bölgedeki nüfuzunun yerine geçebilecek tek aktör olarak öne çıktığını söyledi:
“Türkiye Cumhurbaşkanı’nın bölgesel ajandası geniştir. Onun sayesinde Ankara artık bölgedeki yeni düzenin mimarıdır.”
Tümgeneral Ziv, Türkiye’nin Filistin konusundaki politikalarının da stratejik bir çerçeveye oturduğunu belirterek şu değerlendirmeyi yaptı:
“Erdoğan bağımsız Filistin Devleti’ne sonsuz destek veriyor. Böylelikle bölgeyi Ortadoğu’daki Türk ekseninin bir parçası haline getirmek istiyor. Ramallah’a giden yol Gazze’den geçiyor.”
Analizde Türkiye’nin artan askeri kapasitesine ilişkin dikkat çeken ifadeler de yer aldı. Ziv, Ankara’nın savunma yatırımlarını şöyle anlattı:
“Erdoğan bu alanda hatırı sayılır bir bütçe ayırıyor ve İsrail’in Demir Kubbe’sine benzer hatta daha donanımlı ‘Çelik Kubbe’ adında bir savunma sistemi inşa ediyorlar.”
Ziv ayrıca, Trump yönetimi döneminde şekillenen F-35 sürecinin Türkiye lehine ilerlemesi halinde, İsrail’in tüm hesaplarını yeniden yapmak zorunda kalabileceğini belirtti.
Suriye sahasına geniş yer ayıran Ziv, Türkiye’nin bölgedeki nüfuzunun arttığını söyledi:
“Türkler, Tel Aviv sınırında tehdit oluşturacak bir güç yaratıyorlar.”
Ziv, Erdoğan’ın stratejisinin İsrail’i iki taraftan sıkıştırmaya yönelik olduğunu da öne sürdü:
“Erdoğan hem kuzeyde hem güneyde İsrail’in karşısına çıkmak istiyor.”
Analizin en kritik başlıklarından biri, Türkiye’nin Gazze’ye asker göndermesi ihtimali oldu. Ziv, Ankara’nın bu yöndeki hamlelerini şöyle yorumladı:
“Erdoğan, askerlerini barış gücü olarak Gazze’ye sokmak için elinden gelen her şeyi yapıyor.”
Tümgeneral Ziv, olası bir çatışma riskinin altını çizerek şu değerlendirmeyi yaptı:
“Herhangi bir İsrail saldırısı eğer bir Türk askerine de zarar verirse bu Türkiye ordusuna yapılmış saldırı sayılır. Sonrasında ise savaş kaçınılmaz olur.”
Ayrıca Türkiye’nin NATO üyesi olduğunun unutulmaması gerektiğini, bunun durumu daha da karmaşıklaştırabileceğini vurguladı.
Ziv, İsrail’in geleceğini belirleyecek kararın Trump tarafından verileceğini söyleyerek değerlendirmesini şöyle tamamladı:
“Trump’ın bu konuda vereceği karar yalnızca kime daha yakın olduğunu değil, İsrail’in güvenliğinin nereye gideceğini de gösterecek; ya çıkarımıza ya da felaketimize doğru ilerliyoruz.”
Analiz, Türkiye'nin bölgesel, askeri ve diplomatik etkisinin İsrail içindeki stratejik değerlendirmelerde giderek daha belirgin hale geldiği yorumlarıyla son buldu.