Pakistan-Hindistan Arasında Savaş Tehlikesi

  1. Anasayfa /
  2. Tüm Faaliyetler
  3. /
  4. Toplantı
SDE Editör | 09 Mayıs 2025
h4 { font-size: 24px !important; } Print Friendly and PDF

Stratejik Düşünce Enstitüsü'nde 3 Mayıs Cumartesi saat 13:30'da "Pakistan-Hindistan Arasında Savaş Tehlikesi" başlıklı toplantı düzenledi.

3 Mayıs 2025 tarihinde düzenlenen “Pakistan-Hindistan Arasında Savaş Tehlikesi” başlıklı toplantıda Prof. Dr. Fazıl Hadi Wazeen, Doç. Dr. Omeir Anas, Mehmet Öztürk, Sorwar Alam ve İftihar Geylani konuşmacı olarak yer aldı.

Toplantının ilk konuşmacısı Gazeteci Mehmet Öztürk, Keşmir’de Hindistan’ın kontrolündeki Pulwama bölgesinde meydana gelen ve 26 kişinin öldüğü son saldırıyı, olayın coğrafi ve politik bağlamını ve 1960 tarihli İndus Suları Anlaşması’nın askıya alınmasının sonuçlarını ele aldı. Hindistan’ın bu adımının Pakistan için bir savaş sebebi olarak görüldüğünü ifade eden Öztürk, bölgedeki nükleer caydırıcılık ve Çin’in jeopolitik rolüne de dikkat çekti.

Toplantının konuşmacılarından Bangladeşli gazeteci Sorwar Alam, Zoom üzerinden bağlanarak yaptığı konuşmada, Hindistan’da iç siyasi krizlerin bu tür saldırılarla örtülmeye çalışıldığını söyledi. Pakistan’ın da benzer şekilde dikkatleri iç meselelerden uzaklaştırmak için bu ortamdan yararlandığını belirtti.

Serdar Bey, su krizinin olayın arka planında stratejik bir unsur olduğunu vurgulayarak, Hindistan’ın yalnızca Pakistan’a değil, kendi eyaletlerine dahi su konusunda baskı yaptığını ifade etti. Çin’in kuzeydoğudaki Siliguri Koridoru üzerindeki etkisini hatırlatarak, Hindistan’ın doğusunun kara bağlantısının kopma riskine işaret etti.

ABD’nin Hindistan’ı “terörle mücadelede destekleyeceğiz” açıklamalarıyla açık biçimde desteklediğini belirten Âlem, Türkiye’nin Pakistan ile askeri bağlarının güçlü olduğunu ancak resmi tutumunun dengeli olduğunu ifade etti.

Oturumun bir diğer konuşmacısı Prof. Dr. Fazıl Hadi Wazeen, Keşmir krizinin tarihsel kökenlerine ve günümüzdeki jeopolitik dinamiklerine dikkat çekti.

Konuşmasında, saldırının, yalnızca bir terör eylemi değil, uzun süredir biriken tarihsel sorunların ve bölgesel rekabetin sonucu olduğunu vurguladı.

Prof. Wazeen, Hindistan’ın 2019 yılında Keşmir’in özel statüsünü kaldırarak bölgeyi doğrudan merkeze bağlamasının, hem Keşmir halkı hem de Pakistan tarafından sert tepkiyle karşılandığını belirtti. Bu adımın, bölgede yıllardır süren protestoları daha da şiddetlendirdiğini söyledi.

Ayrıca Modi liderliğindeki BJP hükümetinin izlediği Hindutva ideolojisinin, özellikle Müslümanlara yönelik baskıcı politikalarla Keşmir’deki gerilimi tırmandırdığını ifade etti.

Wazeen, Hindistan ve Pakistan’ın birbirini sınır ötesi isyancı grupları desteklemekle suçladığını hatırlatarak, yaklaşan seçimlerin de bu kriz ortamında siyasi bir araç olarak kullanılabileceğini vurguladı. Modi hükümetinin 2019 Pulwama saldırısı sonrası artan oy oranını hatırlatarak, benzer bir stratejinin tekrar gündeme gelebileceğini dile getirdi.

Uluslararası aktörlerin de krizde rol oynadığına dikkat çeken Wazeen, Çin’in Pakistan’la yürüttüğü CPEC projesi nedeniyle Keşmir’deki istikrarsızlıktan endişeli olduğunu, ABD’nin ise Hindistan’la stratejik iş birliğini sürdürdüğünü belirtti. Her iki ülkenin de taraflara dolaylı baskı uygulayabileceğini ifade etti.

Prof. Wazeen, Keşmir sorununun yalnızca iki ülke arasındaki bir sınır anlaşmazlığı olmadığını, aynı zamanda Güney Asya’daki istikrar ve küresel güvenlik açısından ciddi sonuçlar doğurabilecek bir kriz olduğunu belirtti. “Bu kriz, Hindistan’ın iç siyaseti, Pakistan’ın uluslararası baskıları ve büyük güçlerin çıkar hesaplarıyla şekilleniyor” diyerek sözlerini tamamladı.

 

 

Tüm hakları SDE'ye aittir.
Yazılım & Tasarım OMEDYA