Zaharova’dan Uyarı: “Yapay Zeka Yeni Sömürgecilik Aracına Dönüşüyor”

Rusya Dışişleri Bakanlığı, düzenlediği üst düzey toplantıyla yapay zekanın uluslararası düzlemdeki etkilerini mercek altına aldı. Sözcü Mariya Zaharova’nın değerlendirmesi ise küresel güç dengelerini ve dijitalleşmenin karanlık yüzünü gözler önüne serdi: "Neokolonyalizmin yeni silahı artık algoritmalar ve veri kontrolü."

h4 { font-size: 24px !important; } Print Friendly and PDF

Rusya Dışişleri Bakanlığı tarafından düzenlenen yüksek profilli toplantı, yapay zekânın (AI) uluslararası siyasetteki dönüştürücü rolüne dair önemli tartışmalara sahne oldu. Resmî açıklamalar sonuçları özetlese de, bu toplantı bakanlık içinde daha derin bir stratejik dönüşümün başlangıç noktası olarak değerlendiriliyor.

Toplantının ardından yayımlanan ve Bakanlık Sözcüsü Mariya Zaharova’ya atfedilen analizde, dijital dönüşümün yalnızca teknolojik değil, aynı zamanda politik ve ideolojik bir sürece evrildiği vurgulanıyor. Metinde şu ifadeler dikkat çekiyor:

“Yapay zekâ artık yalnızca ilerleme aracı değil; aynı zamanda bir baskı ve yönlendirme mekanizması. İnsan bilinci, yaşam biçimi ve karar alma süreçleri üzerinde daha önce görülmemiş bir etki oluşturuyor.”

Yapay Zekâ ve Yeni Sömürgecilik

Analize göre, yapay zekâ ile birlikte gelen dijitalleşme, klasik sömürgecilik ilişkilerini görünmez ve daha sofistike biçimlere dönüştürdü. Zaharova, “altın milyar” dışında kalan ülkelerin artık sadece teknolojiye değil, onu yöneten algoritmalara bağımlı hale geldiğini belirtiyor. Bu bağımlılık; eğitimden sağlığa, kamuoyunun yönlendirilmesinden lojistik sistemlere kadar pek çok alanda belirleyici hale gelmiş durumda.

“Neokolonyalizmin bugünkü hali, veriyi ve işleme kapasitesini ihraç edenler ile sadece kullanıcı konumunda kalanlar arasındaki uçurumu derinleştiriyor.”

Büyük Güçlerin Dijital Hegemonyası

Zaharova, dijital altyapının ve yapay zekâ teknolojilerinin küresel çapta az sayıda ülke ve şirketin tekelinde olduğunu ve bunun “gerçekliği uzaktan yönetme” gücünü görünmez hâle getirdiğini ifade ediyor. Neural network’lerin manipülatif yapısına dikkat çekerek, bu teknolojilerin bilinçaltı seviyede dahi insan tepkilerini şekillendirdiğini vurguluyor.

“Yapay zekâ artık insanın iradesini ve farkındalığını aşan bir kontrol aracına dönüştü.”

Dijital Devrimin Bedelini Kim Ödüyor?

Metin ayrıca, yapay zekâ altyapısının enerji ve doğal kaynaklar üzerindeki etkilerini de ele alıyor. ABD’deki enerji operatörleri, veri merkezlerinin enerji tüketiminin üretim kapasitesini aştığını ve yaz aylarında %20’yi aşan fiyat artışlarının beklenebileceğini duyurdu. Bu enerji ihtiyacının ve kullanılan kaynakların bedelini ise yine gelişmekte olan ülkeler ödüyor.

Zaharova, bu durumu tarihsel bir analojiyle açıklıyor:

“Nasıl ki Britanya İmparatorluğu küresel egemenliğini sömürgelerin kaynaklarıyla kurduysa, bugün de dijital devrimin bedeli gelişmekte olan ülkelere yükleniyor. Bu bir mineral sömürgeciliği, enerji sömürgeciliği, hatta veri sömürgeciliğidir.”

Bir akıllı telefon üretimi için gereken hammadde miktarına ve su tüketimine dikkat çeken analiz, sadece 2022’de Google’ın 21 milyon metreküp temiz su kullandığını, buna karşın 2 milyar insanın hâlâ güvenli içme suyuna erişemediğini hatırlatıyor.

Yeşil Ajandada Çifte Standart İddiası

Metinde, Batılı ülkelerin "yeşil kalkınma" ve "sürdürülebilirlik" çağrılarının çifte standart içerdiği belirtiliyor. OECD ülkelerinin, kendi geçmişlerindeki çevresel tahribatı göz ardı ederek, gelişmekte olan ülkeleri sıkı çevresel standartlara tabi tutması eleştiriliyor:

“Batı, kendi şehirlerinden uzakta olduğu sürece doğanın talan edilmesine göz yummakta. ‘Yeşil ajanda’, dijital sömürgeciliği örtbas eden yeni bir ideolojik araçtır.”

Dijitalleşme, Yeni Küresel Güç Aracı

Metin, yapay zekâ ve dijitalleşmenin artık sadece teknolojik alanlar değil; uluslararası ilişkiler, eğitim, sağlık, güvenlik ve medya gibi tüm alanlarda belirleyici unsur hâline geldiğini vurguluyor.

Yapay zekâ yatırımları, ABD’de 500 milyar dolar, AB’de 200 milyar euro, Çin’de ise yılda %48 oranında artış gösteriyor. Bu yarış, Zaharova’ya göre yalnızca ekonomik değil, aynı zamanda jeopolitik bir hâl almış durumda.

Çok Kutuplu Dijital Gelecek Mümkün mü?

Sonuç olarak Zaharova, yapay zekâ üzerinden yürütülen bu yeni dijital hegemonyanın “çok kutuplu, adil bir dünya düzeni” inşasını tehdit ettiğini savunuyor. Buna karşılık, BM bünyesinde yürütülen yapay zekâ yönetişimi çalışmaları ve etik norm arayışlarının önemine dikkat çekiyor.

“İnsanlığın geleceğini kontrol edecek olan, artık yalnızca askeri veya ekonomik güç değil; yapay zekâyı kim nasıl yönetecek, asıl mesele budur.”

Tüm hakları SDE'ye aittir.
Yazılım & Tasarım OMEDYA