İsrail’in enerji altyapısı, savaş ve kriz dönemlerinde büyük bir güvenlik riskiyle karşı karşıya. The Jerusalem Post’un aktardığına göre, Ariel Üniversitesi Ortadoğu Çalışmaları ve Siyaset Bilimi Bölümü’nden Dr. Erez Cohen tarafından yürütülen yeni bir araştırma, ülkenin enerji sisteminde ciddi yapısal zafiyetler bulunduğunu ortaya çıkardı.
Dr. Cohen, 2018–2024 yılları arasında üretim ve tüketim verilerini analiz ettiği çalışmasında, doğalgaza aşırı bağımlılık, depolama yetersizliği ve enerji ağının merkezileşmiş yapısının İsrail’i büyük çaplı kesintilere açık hale getirdiğini belirtti. Gazze savaşı da bu kırılganlığın en çarpıcı örneği olarak değerlendirildi.
Bilim dergisi Energy Sources’ta yayımlanan araştırmaya göre İsrail’in enerji güvenliğini tehdit eden dört temel zayıflık bulunuyor:
Dr. Cohen, “Gazze’deki savaşta doğalgaza olan bağımlılığımızın bizi ne kadar savunmasız hale getirdiğini gördük. Kritik bir anda tek bir tesisin devre dışı kalması tüm ekonomiyi felce uğratabilir” dedi.
Araştırmacı, hükümeti enerji sisteminde köklü bir dönüşüm yapmaya çağırarak, açık deniz platformlarına dayalı merkezi modelin terk edilmesi ve küçük, yerel elektrik ağlarının kurulması gerektiğini savundu.
“Ulusal elektrik ağı çökse bile hastaneler, su tesisleri ve uzak yerleşimler çalışmaya devam edebilmeli” diyen Dr. Cohen, enerji depolama yatırımlarının artık ertelenemeyeceğini vurguladı: “Depolama kapasitesi çevresel bir lüks değil, ulusal güvenlik gereğidir. Aksi halde, ışığa en çok ihtiyaç duyduğumuz anda karanlıkta kalırız.”
Son olarak Cohen, İsrail’in enerji altyapısının siber güvenlik ve acil durum koordinasyonuyla güçlendirilmesi gerektiğini belirterek, “Elektrik bir tüketim ürünü değil, stratejik bir silahtır” ifadelerini kullandı.
Diğer İçerikler