“İsrail’in Uluslararası Meşruiyetinin Çöküşü Hızlandı”

Analizde, Gazze’deki soykırım politikalarının devam ettiği bir süreçte alınan bu kararın, İsrail’i sonsuz bir savaşa sürükleyeceği ve uluslararası meşruiyetinin hızla çökeceği vurgulandı. Aynı zamanda ülke içindeki bölünmelere, ekonomik zorluklara ve savaş alanındaki sorunlara da dikkat çekildi.

h4 { font-size: 24px !important; } Print Friendly and PDF

İngiltere merkezli yayın organı Middle East Monitor (MEMO), İsrail’in Gazze Şeridi’ni tamamen işgal etme kararını ve bu adımın doğuracağı sonuçları değerlendiren kapsamlı bir analiz yayımladı.

Analizde, Gazze’deki soykırım politikalarının devam ettiği bir süreçte alınan bu kararın, İsrail’i sonsuz bir savaşa sürükleyeceği ve uluslararası meşruiyetinin hızla çökeceği vurgulandı. Aynı zamanda ülke içindeki bölünmelere, ekonomik zorluklara ve savaş alanındaki sorunlara da dikkat çekildi.

Netanyahu’nun Kararı

Başbakan Binyamin Netanyahu’nun güvenlik kabinesinin desteğiyle Gazze’nin tam kontrolünü ele geçirme planını açıkladığı hatırlatılan analizde, bu hamlenin İsrail’in güvenliğini, ekonomisini ve küresel itibarını tehdit eden yıkıcı ve tehlikeli bir adım olduğu belirtildi. Netanyahu’nun, yolsuzluk suçlamalarının baskısı altında ve kırılgan aşırı sağ koalisyonunu korumak amacıyla bu adımı attığı ifade edildi.

“İsrail sonsuz bir çatışmaya sokuldu”

Planın askeri gerekçelerden ziyade siyasi hırslara dayandığı belirtilerek, Hamas’ın geniş tünel ağları ve halk desteği gibi gerçeklerin göz ardı edildiği, bunun da uzun süreli silahlı direniş riskini artırdığı kaydedildi. Katar ve Mısır gibi önemli arabulucularla diplomatik fırsatların boşa harcandığı, İsrail’in “sonsuz bir çatışma” rotasına sokulduğu aktarıldı.

“Çatışma aşağılayıcı bir çekilme ile sonuçlanacak”

Analizde, İsrail’in 1980’lerde güney Lübnan’ı işgalinin yıllarca süren maliyetli bir çatışmanın ardından aşağılayıcı bir geri çekilme ile sonuçlandığı hatırlatıldı. Netanyahu’nun tarihten ders almadığı vurgulandı. Ordunun kapasite sınırlarına ulaştığı, askerlerin yorgun düştüğü ve iç baskının arttığı bir dönemde başlatılan operasyonun, Hizbullah ile kuzey sınırını da içeren kritik cephelerden savunma kapasitesini uzaklaştırdığı kaydedildi.

Analistler, Gazze’nin işgalinin Hamas’ı gölgede bırakmak yerine onu gerilla savaşıyla direnişe zorlayacağı uyarısında bulundu. İşgal sonrası ne olacağına dair net bir planın bulunmaması, sürecin karmaşık ve belirsiz bir mücadeleye dönüşme riskini artırıyor. İsrail ordusu içinde dahi operasyonun pratikliğine dair ciddi sorgulamalar olduğu belirtildi.

Güvenlik ve rehineler

Yoğun hava saldırıları ve kara harekâtlarının, Hamas’ın elindeki İsrailli rehinelerin öldürülme veya pazarlık unsuru olarak kullanılma ihtimalini artırdığı vurgulandı. Bu durumun rehinelerin ailelerinde öfkeye yol açtığı ve iç protestoları tetiklediği aktarıldı.

Hamas’ın tüneller ve düzensiz savaş taktikleriyle uzun süreli bir isyan başlatabileceği, bunun İsrail için ağır kayıplara yol açabileceği ifade edildi. Ayrıca şiddetin Batı Şeria’ya sıçrama ihtimalinin de güvenlik risklerini büyüttüğü belirtildi.

Ekonomik Yıkım

Analizde, tam kapsamlı işgal planının İsrail ekonomisi üzerinde benzeri görülmemiş bir baskı yaratacağı ifade edildi. Kitlesel seferberlik, artan askeri harcamalar ve işgücü kaybı nedeniyle ekonomik dengelerin bozulacağı, turizm ve teknoloji ihracatının zarar göreceği kaydedildi. Yabancı yatırımların çekilmesiyle ülkenin yüksek teknoloji sektörünün ciddi risk altında olduğu vurgulandı.

Uluslararası Meşruiyetin Çöküşü

Birleşmiş Milletler ve uluslararası mahkemelerin Gazze işgalini insan hakları ve savaş hukuku ihlali olarak kınadığı belirtildi. ABD ve AB dahil Batılı ülkelerin tepkilerinin İsrail’i diplomatik izolasyona ittiği, İngiltere ve Almanya gibi yakın müttefiklerin bile sert uyarılarda bulunduğu kaydedildi.

Gazze’deki insani felaketin uluslararası medyada geniş yer bulmasının, küresel boykot ve yatırım çekme kampanyalarına ivme kazandırdığı ifade edildi. Bu izolasyonun İsrail’in gelecekteki anlaşmalarını tehlikeye attığı ve uluslararası baskıya daha savunmasız hale getirdiği vurgulandı.

İç kriz ve uzun vadeli tehdit

İşgal planının ülke içinde de derin yarılmalara yol açtığı, akademisyenlerin, bilim insanlarının ve teknoloji çalışanlarının göçünü hızlandırdığı belirtildi. İç etnik ve dini gerilimlerin derinleştiği, demokratik değerlerin militarizmin gölgesine itildiği kaydedildi.

MEMO’nun analizinde, Netanyahu’nun Gazze’nin tamamını işgal etme kararının “felaket ve beyhude bir strateji” olduğu sonucuna varıldı. Kararın rehineleri tehlikeye attığı, ekonomiyi çökerttiği, uluslararası meşruiyeti yok ettiği ve İsrail’in geleceğini belirsizliğe sürüklediği belirtildi.

İsrailli liderlerin acilen uluslararası arabulucularla diplomatik müzakerelere dönmesi gerektiği vurgulandı. Aksi takdirde Netanyahu’nun, ülkesini yıkıma sürükleyen lider olarak tarihe geçeceği uyarısı yapıldı.

 

Tüm hakları SDE'ye aittir.
Yazılım & Tasarım OMEDYA