ICC, ABD’nin İsrail Savaş Suçları Soruşturmasını Durdurma ve Roma Statüsü’nü Değiştirme Taleplerini Reddetti

Uluslararası Ceza Mahkemesi’nin (ICC) en üst denetim organı olan Taraf Devletler Meclisi (ASP), Washington’ın başta İsrail’in Gazze ve işgal altındaki Filistin’de işlediği savaş suçlarına ilişkin soruşturmanın düşürülmesi ve mahkemenin kurucu metni Roma Statüsü’nün değiştirilmesi yönündeki taleplerini reddetti.

h4 { font-size: 24px !important; } Print Friendly and PDF

ASP’nin Lahey’deki yıllık toplantısı sonrası yayımlanan bildiride, Roma Statüsü’nün bütünlüğünün korunacağı vurgulandı ve mahkemeyi hedef alan tehdit ve baskıların “ciddi endişeyle” karşılandığı belirtildi. Bildiri, ABD’ye doğrudan atıfta bulunmasa da, Trump yönetiminin son aylarda ICC yetkililerine yönelik yaptırımlarının gölgesinde hazırlandı.

Diplomatlar, ABD’nin toplantı öncesinde ICC’ye baskı yapmak amacıyla Filistin ve Afganistan soruşturmalarının sonlandırılması şartıyla yaptırımların kaldırılabileceği mesajını taraf devletlere ilettiğini aktardı. Ayrıca Washington, Roma Statüsü’nün değiştirilerek mahkemeye taraf olmayan ülkelerin vatandaşlarının yargılanmasının yasaklanmasını talep etti. Bu değişiklik, yalnızca Amerikalı ve İsrailli yetkililere dokunulmazlık sağlamakla kalmayacak, aynı zamanda Rusya’nın Ukrayna’daki savaş suçları soruşturmasını da fiilen sona erdirecekti.

Taraf devletlerden birinin diplomatı, son bildirinin “ABD’yi yatıştırmaya yönelik daha yumuşak önerilere kıyasla çok daha net ve güçlü bir duruş içerdiğini” söyledi. Birçok ülke, mahkemenin bağımsızlığını zedeleyecek her türlü değişikliğin “ICC’nin varlık gerekçesini ortadan kaldıracağını” belirtti.

ICC’ye yönelik yaptırımlar ve baskılar artıyor

ABD’nin yaptırımları, başsavcı Karim Khan, yardımcıları, altı ICC hâkimi, BM’nin Filistin özel raportörü ve üç Filistinli sivil toplum kuruluşunu kapsıyor. Yaptırımlar, mahkeme görevlilerinin günlük yaşamlarını ciddi biçimde etkiliyor; ABD’ye seyahat etmeleri yasaklanıyor ve finansal işlemleri engelleniyor.

Mahkeme yetkilileri, bu baskılara karşı çeşitli “karşı önlemler” alındığını ancak etkinliği korumak için detayların gizli tutulduğunu açıkladı.

ASP’nin yayımladığı bildiride, mahkeme yetkililerini veya ICC ile işbirliği yapan kişi ve kurumları hedef alan yaptırımların reddedildiği belirtilirken, ABD’den açıkça bahsedilmedi.

Netanyahu ve Gallant hakkında çıkarılan tutuklama kararları ABD-ICC gerilimini büyüttü

ICC’nin 2023 yılında İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu ve eski Savunma Bakanı Yoav Gallant hakkında Gazze’de açlıkla cezalandırma dahil çeşitli savaş suçları nedeniyle tutuklama kararı çıkarması, mahkeme tarihinde ilk kez Batılı bir müttefike karşı böyle bir adım atılması anlamına geldi.

Bu kararın ardından hem ABD hem de İngiltere, başsavcı Khan’ı alenen tehdit etti. Nisan 2024’te, İngiltere Dışişleri Bakanı David Cameron, tutuklama kararı çıkması hâlinde ülkesinin finansal desteğini çekmekle mahkemeyi tehdit etti. ABD’de ise Lindsey Graham başta olmak üzere bazı senatörler, ICC savcılarına yaptırımlar uygulanacağı uyarısında bulundu.

Soruşturmaların durdurulması mümkün görünmüyor

Mahkeme yetkilileri ve diplomatlar, ABD baskısının Filistin veya Afganistan soruşturmalarının sonlandırılmasına yol açmayacağını belirtti.

Bir ICC uzmanı, İsrail’in mahkemenin Filistin dosyasına ilişkin yetkisini reddeden itirazı hakkında, “İsrail’in ateşkese uyması, Temyiz Dairesi’nin tutuklama kararlarını geçersiz saymasından daha olasıdır” değerlendirmesinde bulundu.

Üç yaptırım altındaki ICC yargıcı, yaptırımların kendilerini durduramayacağını ifade etti.

ABD ve İsrail, Roma Statüsü’nü imzalamadığı için mahkemenin tarafı değil. Ancak Filistin’in 2015’te statüye taraf olmasıyla, ICC’nin Gazze, Batı Şeria ve Doğu Kudüs’te işlenen suçlar üzerinde yargı yetkisi bulunduğu teyit edildi.

 

Kaynak: Middle East Eye

Tüm hakları SDE'ye aittir.
Yazılım & Tasarım OMEDYA