Deklarasyona Avrupa Birliği(B) ve Arap Ligi(L)'nin yanı sıra 17 ayrı devlet imza attı. İmzacılar arasında Türkiye de bulunuyor. İmzacı diğer devletler Fransa, Suudi Arabistan, Brezilya, Kanada, Mısır, Endonezya, İrlanda, İtalya, Japonya, Ürdün, Meksika, Norveç, Katar, Senegal, İspanya, İngiltere.
42 madde ve bir ek bölümden oluşan deklarasyonda , Gazze'deki savaşın derhal sona ermesi ve İsrail güçlerinin Gazze'den tamamen çekilmesi gerektiği vurgulandı.
Tüm Filistin topraklarındaki yönetimin, kolluk kuvvetlerinin ve güvenliğin uygun uluslararası destekle yalnızca Filistin yönetiminde olması gerektiğinin altı çizilen bildiride, bu süreçte uluslararası toplumun uygun desteği sağlaması gerektiği kaydedildi.
1967 sınırları temelinde, Kudüs dahil olmak üzere, Filistin ve İsrail'in barış ve güvenlik içinde, yan yana, demokratik ve egemen iki devlet olarak yaşamasını öngören iki devletli çözümün, uluslararası hukuk ve ilgili BM kararları doğrultusunda hayata geçirilmesine yönelik sarsılmaz desteğimizi bir kez daha teyit edildi.
Bildiride, Filistin halkının kendi kaderini tayin hakkının desteklendiği yeniden teyit edilerek "Filistin devletinin BM'ye tam üyeliği, çatışmayı sona erdirecek siyasi çözümün vazgeçilmez bir unsurudur ve bu, tam bölgesel entegrasyonu mümkün kılacaktır." ifadesi kullanıldı.
Bildiride, Gazze'deki savaşın derhal sona ermesi ve İsrail güçlerinin Gazze'den tamamen çekilmesi gerektiği vurgulandı. Tüm Filistin topraklarındaki yönetimin, kolluk kuvvetlerinin ve güvenliğin uygun uluslararası destekle yalnızca Filistin yönetiminde olması gerektiğinin altı çizilen bildiride, bu süreçte uluslararası toplumun uygun desteği sağlaması gerektiği kaydedildi.
İsrail'in Gazze'deki sivillere ve sivil altyapıya yönelik saldırılarının, kuşatma ve açlığın kınandığı bildiride 7 Ekim'de (2023) sivillere yönelik saldırıda kınandı.
Bildiride, Filistinli silahlı grupların silah bırakmasına ilişkin talebe Türkiye şerh koydu.
Türkiye'nin koyduğu şerh
"On yıllardır süregelen İsrail uygulamaları dikkate alındığında, Filistinli silahlı grupların silah bırakması; ancak bağımsız, egemen ve bütünlüğü haiz bir Filistin devletinin 1967 sınırları temelinde mümkündür ve başkenti Doğu Kudüs olacak şekilde ya da uzlaşı süreci kapsamında Filistinli gruplar arasında varılacak bir anlaşmaya dayanarak kurulması şartına bağlı olmalıdır."
Diğer İçerikler