Cumhurbaşkanı Erdoğan: "İsrail Kendi Varlığını Riske Atıyor Hiç Kimse Bize Efelenemez”

Cumhurbaşkanlığı Kabinesi, Cumhurbaşkanı Erdoğan başkanlığında toplandı. Cumhurbaşkanı Erdoğan, toplantının ardından basına açıklamalarda bulundu.

h4 { font-size: 24px !important; } Print Friendly and PDF

“İsrail’in sinsi amaçları”

İsrail’in Gazze’de tüm dünyanın gözleri önünde işlediği soykırım ile Lübnan ve Suriye’de gerçekleştirdiği pervasız eylemler hepimizin yüreğini kanatıyor. Aynı İsrail şimdi de komşumuz İran’a karşı bir saldırı başlattı.  Saldırının aslında çok kapsamlı, sinsi amaçları olduğu her geçen gün daha iyi anlaşılıyor. En başından beri İran'ın nükleer programıyla ilgili müzakere masasında yürütülmesi gerektiğini savunduk bugün de aynı noktadayız. Cuma gününden beri yoğun bir diplomasi trafiği yürütüyoruz. Birçok liderle görüşmem oldu. Bu görüşmelerde İsrail'in artık haydutluğa varan saldırganlığının tüm bölgemiz için oluşturduğu tehdit ve tehlikelere dikkat çektik. Sorunun çözümünün diplomasi ve diyalogla mümkün olduğunu ifade ettik. Türkiye olarak kolaylaştırıcılık dahil üzerimize ne düşüyorsa yapmaya hazır olduğumuzu tüm muhataplarımıza açık açık aktardık.

“Kabadayılık yapıyor ama ne yaptığının farkında değil”

Masada çözülebilecek meseleleri silahla yıkımla kanla kaosla sivil asker ayrımı yapmadan önüne gelen her şeyi bombalamayla halletmeye çalışmanın ileride nelere yol açacağını kimse tahmin edemez. Tarih bu tür şımarıklıkların beklenmedik sonuçlarını ortaya koyan örneklerle doludur.  Batı'nın sınırsız desteğiyle İran'a saldıran, Gazze'yi yerle bir eden, bölgedeki her ülkeye kabadayılık taslayan İsrail aslında ne yaptığının farkında değil. Belki ileride yaptığı hatanın farkına varacak ama korkarız o vakit işten çoktan geçmiş olacak. Binlerce yıllık derin ilişkiler sebebiyle bölgedeki her hadise tüm toplumları yakından ilgilendirir, etkiler, orta ve uzun vadeli sonuçlar doğurur. Nitekim Filistin halkına ve topraklarına saldırmak sadece oradaki birkaç milyon insanla sınırlı bir hadise değildir. Yine İran topraklarına ve halkına saldırmak da sadece İran devletini ilgilendiren bir vaka da değildir. Aynı tespitleri Pakistan ve Afganistan coğrafyası ile Türk cumhuriyetleri, Kuzey Afrika bölgesi için de yapabiliriz. Hele hele Türkiye mevzubahis olduğunda kıtaları aşan bir etki gücünden söz etmek mümkündür. Bölgemizde bu hakikatler gözetilmeden atılan her adım ileride yaşanacak başka felaketlere davetiye çıkartır. Bu felaketler de genellikle zalimlerin bertaraf olmasıyla sonuçlanır. Dolayısıyla İsrail yaptığı her zulümle döktüğü her kanla işlediği her insanlık suçuyla adım adım kendi varlığını ve toplumunu geleceğini riske etmektedir. Çünkü zulümle abat olunmaz, zulmün sonu derin bir pişmanlıktır.

"Tüm insanlığı kucaklamak için samimi bir gayret içerisindeyiz"

Biz Türkiye ve Türk milleti olarak medeniyet mirasımızın bize vaaz ettiği ahlak, vicdan, adalet, hakkaniyet ilkeleri çerçevesinde önce kendi vatandaşımızı, onunla birlikte dost ve kardeş toplumları, en nihayetinde tüm insanlığı kucaklamak için samimi bir gayret içerisindeyiz. Bu gayretimizi, kimi zaman yaptığımız yardımlarla kimi zaman diplomatik desteklerimizle kimi zaman ticari ve teknolojik ortaklıklarımızla kimi zaman da sosyal ve kültürel kaynaşmalarımızla somutlaştırıyoruz. Yakın zamanda Balkanlar'da, Karabağ'da, Libya'da, Suriye'de bu yaklaşımın neticelerini hep birlikte takip ettik. İnşallah bundan sonra da sadece kendi içimizde birliği, beraberliği, kardeşliği yüceltmekle kalmayacak, aynı iklimin bölgemizde de hâkim olmasını sağlayacak girişimlerimize devam edeceğiz.

"Kendini sizden daha güçlü gören birisi tepenize yumruğu indirebilir"

Şayet siyasi, sosyal, ekonomik, askerî olarak güçlü değilseniz kendinize yeterli değilseniz caydırıcılık seviyesine ulaşamamışsanız işiniz çok zor. Her an kendini sizden daha güçlü gören birisi tepenize yumruğu indirebilir, sizi boyunduruğu altına alabilir, haraca bağlayabilir, zelil bir duruma düşürebilir. Millet olarak biz böyle bir utançla yaşamaktansa ölmeyi tercih edecek karaktere sahibiz. Daha önce de söyledim; toprağın üstünde onursuzca yaşamaktansa toprağın altında şereflice yatmayı yeğleriz. Bu irademizi mücadelelerle dolu tarihimizde defalarca ortaya koyduk. Elbette bu duruma düşmemek kimilerinin yaptığı gibi öyle lafla edebiyatla mangalda kül bırakmayan afaki söylemlerle olmuyor. Bunun için çalışacaksınız, geliştireceksiniz, üreteceksiniz, ter dökeceksiniz. Rüştünüzü tüm dünyaya ispat edeceksiniz.

“Hiç kimse bize efelenemez”

İnşallah çok uzun olmayan bir süreçte hiç ama hiç kimsenin bize efelenmeyi dahi göze alamayacağı bir savunma kapasitesine erişmiş olacağız. Bunun şartı ise siyasi istikrarı korumaktan, ekonomimizi güçlü tutmaktan, sosyal barışı tahkim etmekten, diplomatik ilişkilerimizi geliştirmekten geçiyor. 'Zahmet olmadan rahmet olmaz.' derler. Devlet ve millet olarak bazı sıkıntıları çekecek, bazı fedakârlıkları yapacağız ki hedeflerimize ulaşabilelim. Böyle bir vizyonu olmayan, sadece karanlık ilişkilerin ve kaynakların mahsulü şişirmelerle ülkenin başına tebelleş edilmeye çalışılan zihniyete ve siyasetçi tiplerine karşı yürütülen mücadelenin de bu perspektiften okunmasında fayda görüyorum.

Tüm hakları SDE'ye aittir.
Yazılım & Tasarım OMEDYA