Trump başkan seçildikten kısa bir süre sonra “uyuşturucu kartellerine karşı diğer ülkelerde müdahale etmek için ABD ordusunun kullanılmasına izin veren sızdırılmış bir " gizli kararname" yayınladı. ABD, Venezuela açıklarına 8 savaş gemisi konuşlandırdı.
Üç gün önce Donald Trump, ABD’nin güney Karayiplerde uyuşturucu taşıyan bir tekneye saldırı düzenlediğini ve 11 “narkoteröristi” öldürdüğünü açıkladı. Açıklamasında, “ABD Silahlı Kuvvetleri, benim emrimle SOUTHCOM sorumluluk bölgesinde kesin olarak tespit edilen Tren de Aragua (TDA) Narkoteröristlerine karşı bir saldırı düzenledi. TDA, Nicolas Maduro'nun kontrolü altında faaliyet gösteren, ABD ve Batı Yarımküre'de toplu katliam, uyuşturucu kaçakçılığı, seks kaçakçılığı, şiddet ve terör eylemlerinden sorumlu, belirlenmiş bir Yabancı Terörist Örgüttür." dedi.
ABD askerleri mürettebatı öldürmeden önce tekneyi uluslararası sularda durdurup arama girişiminde bulunmadı. Bu korkunç uygulama, ABD devletine, tek taraflı olarak "savaş" ilan ettiği herkesi öldürme yetkisi olduğunu ilan ediyor. Nitekim, ABD Dışişleri Bakanı Marco Rubio bu saldırıyı "Amerika'nın tam gücü, Amerika Birleşik Devletleri'nin tam kudreti" sözleriyle yüceltti.
Venezuela devlet başkanı Maduro, Trump ve Rubio'nun yalanlarına kimsenin inanmadığını belirterek , "Venezuela petrol ve doğalgazı için geliyorlar, bunları bedava istiyorlar" açıklamasını yaptı. Sırasıyla 1964 Vietnam ve 1898 İspanya-Amerika savaşlarına yol açan uydurma Tonkin Körfezi olayına ve Maine Nehri'nin patlamasına değindi. Maduro ayrıca, ABD'nin 2003 Irak işgalini meşrulaştırmak için kullanılan kitle imha silahları aldatmacasından da bahsetti.
Düşmanı başsız bırakma stratejisi
Trump, basın toplantısında Venezuela için "daha fazlası da var" diyerek uğursuzca tehditlerde bulundu. Ağustos ayında Maduro'nun başına konulan ödül iki katına çıkarılarak 50 milyon dolara çıkarıldı, diğer üst düzey yetkililer için ise daha düşük ödüller konuldu. ABD yaptırımları artık devlet petrol ve ulaştırma şirketlerinin başkanlarını, yüksek mahkeme yargıçlarını, seçim kurulu üyelerini, ulusal meclis siyasetçilerini, çeşitli askeri ve güvenlik yetkililerini ve benzerlerini kapsıyor; kısacası, bir liderlik hedef listesi.
Düşmanın liderliğini başsız bırakmak, ABD-İsrail ortaklığının kullandığı bir taktik haline geldi. İsrail’in Hizbullah, İran ve en son Yemen lider kadrolarını yok eden saldırılarını ABD Latin Amerika’da sürdürecek görünüyor.
ABD’nin derdi uyuşturucu ticaretini önlemek mi?
Güvenilir 2025 BM Dünya Uyuşturucu Raporu, Venezuela'nın küresel uyuşturucu kaçakçılığında marjinal bir rol oynamadığını ve Venezuela'nın uyuşturucu ekimi ve işlenmesinden, önemli bir uluslararası kartel varlığından büyük ölçüde uzak bir bölge olduğunu teyit ediyor.
Latin Amerikalı uyuşturucu baronlarından sürekli olarak bahsediliyor, ancak uyuşturucunun sınırı geçtiğinde kimin dağıttığı sorusu cevapsız kalıyor. ABD yönetimi yerel uyuşturucu kaçakçılığı ağlarını ciddi bir şekilde araştırmıyor. Venezuelalı uluslararası analist Sergio Gelfenstein, Washington'ın "uyuşturucu ticaretiyle mücadele etmekle hiçbir ilgisi olmadığını"; bunun çok büyük ve kârlı olduğunu iddia ediyor.
Hatta, ABD’de uyuşturucu kullanımı gençleri, Afrikalı Amerikalıları ve diğer potansiyel muhalif grupları pasifleştirmeye hizmet ettiği için işe de yarıyor. 1980'lerde Los Angeles sokaklarındaki uyuşturucu kaçakçılığını CIA destekli Nikaragua Kontraları gerçekleştiriyordu. Yine Afganistan’ın ABD tarafındann işgalinden sonra uyuşturucu üretiminin patladığı biliniyor.
ABD'deki yasadışı uyuşturucu satışlarının , yeni sentetikler de dahil olmak üzere 200-750 milyar dolar olduğu tahmin ediliyor. ABD, yasadışı uyuşturucuların en büyük tüketicisi ve kartellerin silah ve uyuşturucu öncüsü kimyasallarının önemli bir tedarikçisi konumunda. Dünyanın önde gelen uyuşturucu parası aklayıcısı olarak , suçlanan önde gelen ABD bankaları arasında HSBC Bank USA, Wachovia, Wells Fargo ve Bank of America yer alıyor.
ABD’nin gerçek niyeti ne?
"ABD'nin gerçekte aradığı şey, uyuşturucu savaşı söyleminin ardında gizlenen rejim değişikliği ve bölgesel kontrol."
Dünyanın en büyük petrol rezervlerine sahip ülkesi Venezuela’nın; 2020 itibarıyla yaklaşık 303,8 milyar varil kanıtlanmış rezerv bulunmaktadır. Bu büyük petrol zenginliği, ülkeyi ekonomik ve siyasi istikrarsızlıklar nedeniyle uluslararası müdahaleler ve işgal spekülasyonlarının hedefi haline getirmiştir. Bugün ABD başkanı Donald Trump’ın uyuşturucu kartellerini önleme iddiasının ardında bu zenginliğe el koyma niyeti yatmaktadır.
Kaynak: Roger D. Harrıs – Joe Emersberger, All Elements in Place for a US Decapitation Strike on Venezuela
Diğer İçerikler
