Türk Petrol Şirketi (TPAO) ile Pakistan hükümeti arasında imzalanan yeni hidrokarbon arama anlaşması, dış dünyada rutin bir ekonomik adım gibi görünse de İsrail güvenlik çevrelerinde "stratejik bir tehdit" alarmına neden oldu. Yahudi haber kaynaklarına göre bu anlaşma, sadece bir enerji ortaklığı değil, Batı’ya mesafeli bir NATO üyesi olan Türkiye ile nükleer güç sahibi Pakistan’ın operasyonel birleşmesini simgeliyor.
Haberin analiz kısmında, Türkiye’nin "Mavi Vatan" doktrinini Hint Okyanusu’na taşıdığı vurgulanıyor. Pakistan karasularında elde edilen imtiyazlar, Türk Donanması’na bölgede ileri karakol kurma imkanı tanıyor. İsrail ekonomisinin %90’ının deniz ticaretine bağlı olduğuna dikkat çekilen analizde, Ankara’nın Karaçi kıyılarına yerleşmesinin, İsrail’in Eilat limanına açılan doğu kapılarını fiilen kontrol altına alması anlamına geldiği belirtiliyor.
"Dışarıdan Üretilen Bomba" Tehlikesi
En büyük endişe kaynağı ise nükleer teknoloji transferi olasılığı. Ekonomik zorluklar yaşayan Pakistan’ın nükleer kapasitesi ile savunma sanayiinde büyük bütçelere sahip Türkiye’nin finansal gücünün bir araya gelmesi, "Sünni Nükleer Güç" riskini doğuruyor.
Batı dünyasının bu gelişmeye sessiz kalması, İsrail merkezli analizlerde "tehlikeli bir ihmal" olarak nitelendiriliyor. Türkiye’nin gelişmiş SİHA teknolojisinin (TB3 ve Anka) Pakistan ordusuyla entegrasyonu, NATO denetimi dışında kalan devasa bir askeri veri döngüsü yaratıyor.
Diğer İçerikler