Rusya-Ukrayna savaşı Ekim ayından bu yana Karadeniz ve kıyılarında yoğunlaştı. Ukrayna, Rus filosunu zayıflatmak için yenilikçi dron teknolojileri kullanırken Rusya bu saldırılara füzelerle karşılık veriyor.
Karşılıklı saldırılar Kasım ayında da devam etti. Rusya, dron saldırlarıyla Ukrayna'nın Odesa ve diğer Karadeniz limanlarını hedef aldı, sivil kayıplara yol açtı. Ukrayna tarafı ise Rus gemilerine karşı deniz dronları ile misilleme yaptı.
Aralık ayında karşılıklı saldırılar önceki aylara göre azalsa da Türkiye’yi etkileyecek şekilde devam etti. Kasım ayının sonunda, Türkiye'nin Münhasır Ekonomik Bölgesi (MEB) sınırları içerisinde saldırılarda ciddi bir tırmanış yaşandı. Özellikle ticari gemilere ve stratejik limanlara yönelik İHA (İnsansız Hava Aracı) ve İDA (İnsansız Deniz Aracı) saldırıları Karadeniz'de tansiyonu ciddi şekilde yükseltti.
28-29 Kasım 2025’te Gambiya bayraklı "KAIROS" ve "VIRAT" isimli iki tanker gemisi, Karadeniz açıklarında Ukrayna Güvenlik Servisi (SBU) ve Donanması'nın ortak operasyonuyla insansız deniz araçları tarafından vuruldu. Rusya'nın "gölge filosu" olarak bilinen yaptırımlı tankerler hedef alındı. Her iki gemi de o sırada boştu; KAIROS tankerinde çıkan yangın nedeniyle 25 personel Türk ekiplerince tahliye edildi.
2 Aralık 2025’te Rusya'dan Gürcistan'a ayçiçek yağı taşıyan MIDVOLGA-2 adlı tanker, Sinop'un yaklaşık 80 mil açığında saldırıya uğradı. Ukrayna bu saldırıyı üstlenmezken, gemi kendi imkanlarıyla Sinop'a ulaştı.
13-14 Aralık’ta Çornomorsk/Odessa Limanlarında bulunan 3 Türk gemisi dron saldırısı sebebiyle hasar gördü.
15 Aralık 2025 tarihinde, Karadeniz yönünden Türk hava sahasına giren İHA, F-16'lar tarafından vuruldu. Kontrolden çıkmış olduğu belirtilen İHA’nın henüz kimliği tespit edilmedi.
Bir yandan Batı Karadeniz'de (İstanbul Boğazı girişi dahil) akıntıyla gelen mayınların yarattığı risk devam ederken diğer taraftan Rusya’nın Karadeniz'in kuzeyinde yoğun GPS karıştırma uygulaması sebebiyle sivil gemilerin rotası bozuluyor ve kaza riskini artırıyor, İHA/SİDA saldırılarında rotadan çıkma ve yanlış hedef vurma tehlikesi artmış durumda.
Karadeniz'de yaşanan istikrarsızlık, bölgedeki deniz taşımacılığı için "savaş sigortası" primlerinin artmasına neden oldu ve lojistik maliyetlerini yükseltti.
Türkiye’nin aldığı tedbirler
Türkiye, "Montrö Boğazlar Sözleşmesi"ni uygulamaya devam ederken, Karadeniz'deki sivil trafiği korumak için bazı adımlar attı:
-İHA/SİHA ve Deniz Karakol Uçakları: Türk Silahlı Kuvvetleri, özellikle Sinop ve Zonguldak hattındaki sivil rotaları korumak için ANKA ve Bayraktar TB2 İHA’ları ile 7/24 gözetleme başlattı.
-MCM Black Sea (Karadeniz Mayın Karşı Tedbirleri Görev Grubu): Türkiye liderliğinde Bulgaristan ve Romanya ile kurulan bu grup, operasyonlarını sıkılaştırdı. Özellikle sürüklenen mayınların ticari gemilere çarpmasını engellemek için devriye sayıları %30 oranında artırıldı.
-Refakat Protokolü: Stratejik öneme sahip (enerji veya gıda taşıyan) belirli gemilere, riskli bölgelerden geçerken Türk Deniz Kuvvetleri unsurları "uzaktan izleme ve koruma" sağlıyor.
Türkiye’nin tepkisi
Cumhurbaşkanı Erdoğan, sivil ve ticari gemilere yönelik saldırıların seyrüsefer güvenliğini tehdit ettiğini belirterek hem Rusya hem de Ukrayna tarafına net uyarılarda bulunulduğunu açıkladı.
Son dönemlerde Karadenizde Türkiye’yi rahatsız eden gelişmelerin gerek Ukrayna gerekse Rusya tarafından kasıtlı olarak yapıldığına ihtimal verilmiyor. Her iki ülke de ateşkesi sağlayacak ülkenin Türkiye olduğunu sürekli vurguluyor, aralarındaki bir takım heyetler arası müzakereler İstanbul’da sürdürülüyor. Öte yandan, saldırıların Türkiye’nin vereceği tepkiyi ölçmek amaçlı başka unsurlar tarafından yapılmış olabileceği de değerlendiriliyor.
Diğer İçerikler