NATO Genel Sekreteri Mark Rutte, ABD Başkanı Donald Trump ile Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin arasında 15 Ağustos’ta Alaska’da yapılacak zirvenin, Kremlin liderini barışa ne kadar istekli olduğunu test etmek açısından kritik olduğunu belirtti.
Rutte, bu buluşmanın ardından başlaması beklenen kapsamlı müzakerelerde, Ukrayna’nın barış süreçlerinin aktif bir parçası olması gerektiğini; nihai karar mekanizmasına dahil edilmesinin zaruri olduğunu söyledi. Ayrıca, toprak konusu gündeme geldiğinde, Rusya'nın işgal ettiği bazı bölgelerdeki fiili kontrolün kabul edilebileceğini ama bunun hukuki tanıma değil, sade fiili kabule dayalı olması gerektiğini vurguladı.
Rutte, “Fiili tanımaya yeşil ışık değil; içeriği ayrıca tartışılacak, ama bu uluslararası hukuka aykırı bir yasal tanıma olmamalı” diyerek dikkat çekti.
Öte yandan, ABD ve müttefik liderler, zirve öncesinde Trump ile çevrimiçi görüşmelerde bir araya geldi. Almanya Başbakanı Friedrich Merz’in davetiyle düzenlenen, Avrupa liderleri, Zelenskiy, AB ve NATO temsilcilerini kapsayan toplantıda, Ukrayna’nın çıkarları ön planda tutuldu. Toplantıda, yalnızca bir ateşkes değil; toprak meseleleri ve güvenlik garantileri gibi başlıkların da Ukrayna’nın rızası ve katılımıyla görüşülmesi gerektiği belirtildi.
Rutte ayrıca, NATO’nun Ukrayna’ya silah ve destek sağlamaya devam edeceğini; Alaska’da olası bir uzlaşma olsa bile Batı ittifakının bu taahhüdünden vazgeçmeyeceğini söyledi.
Ayrıca The Daily Telegraph’ın tarihli haberine göre Ukrayna Cumhurbaşkanı Volodimir Zelenskiy, Batı basınında ve bazı diplomatik çevrelerde gündeme getirilen “Ukrayna’nın Rusya ile barış anlaşması karşılığında belirli topraklardan feragat etmesi” yönündeki iddialara karşı net bir tutum ortaya koydu. Haberde, Zelenskiy’nin bu tür önerilerin yalnızca Ukrayna’nın egemenlik haklarını ve toprak bütünlüğünü değil, aynı zamanda uluslararası hukukun temel ilkelerini de zedeleyeceğini vurguladığı aktarılıyor. Ukrayna lideri, ülkesinin savaşın başından beri benimsediği “toprak tavizi vermeme” ilkesinden geri adım atmayacağını, herhangi bir barış planının 1991 sınırlarının tamamen yeniden tesis edilmesine dayanması gerektiğini belirtti. The Daily Telegraph, Zelenskiy’nin bu pozisyonunu hem iç politikada ulusal birlik ve direniş ruhunu koruma amacıyla, hem de uluslararası arenada Ukrayna’ya verilen desteğin meşruiyetini sürdürme stratejisinin bir parçası olarak yorumladı. Ayrıca, Zelenskiy’nin bu açıklamalarının, özellikle Avrupa’da bazı siyasetçiler ve yorumcular arasında dile getirilen “savaşı sonlandırmak için taviz” yaklaşımlarına örtülü bir yanıt niteliğinde olduğu ifade edildi.
Diğer İçerikler