Uluslararası Ceza Mahkemesi’nin (UCM) Başsavcısı Karim Khan, İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu ve eski Savunma Bakanı Yoav Gallant hakkında savaş suçları nedeniyle çıkardığı tutuklama kararları sonrası, sistematik baskı ve tehdit kampanyalarının hedefi oldu.
Middle East Eye’ın (MEE) haberine göre, Khan Nisan 2024’te dönemin Birleşik Krallık Dışişleri Bakanı David Cameron tarafından özel olarak tehdit edildi. Cameron, eğer UCM İsrail liderlerine yönelik tutuklama kararı çıkartırsa, Birleşik Krallık’ın mahkemeye olan finansal desteğini keseceğini ve UCM'den çekileceğini söyledi. Mahkeme Kasım 2024’te Netanyahu ve Gallant için tutuklama kararı çıkardı.
Ayrıca, Mayıs 2024’te ABD’li Cumhuriyetçi Senatör Lindsey Graham da Khan’ı yaptırımla tehdit etti. Ardından Trump yönetimi, Khan ve dört UCM yargıcına yaptırım uyguladı. MEE’nin haberine göre, İsrail istihbarat servisi Mossad’ın Lahey’de aktif olduğu ve Khan’a yönelik potansiyel tehdit oluşturduğu yönünde güvenlik brifingleri verildi.
Tüm bu tehditlerin ortasında Khan, Mayıs 2025’te süresiz izne ayrıldı. Bu gelişmeden kısa süre önce hakkında cinsel taciz iddiaları gündeme geldi, ancak tanığın iş birliği yapmaması nedeniyle UCM iç soruşturması kapandı. BM’nin ayrı bir soruşturması ise sürüyor. Bazı UCM hukukçuları, iddiaların zamanlamasına dikkat çekerek bunun Khan’a yönelik itibarsızlaştırma girişimi olabileceğini dile getiriyor.
UCM halen Netanyahu, Gallant ve Hamas komutanı Muhammed Deif hakkında savaş suçu ve insanlığa karşı suç işledikleri gerekçesiyle tutuklama kararı yürütüyor. Ancak Deif, daha sonra İsrail hava saldırısında öldürüldü. Netanyahu ve Gallant ise halen uluslararası düzeyde aranan sanık konumunda. Üye devletlerin bu kişileri tutuklama yükümlülüğü bulunuyor.
Diğer İçerikler