Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Türk Devletleri Teşkilatı 12. Zirvesi kapsamında yaptığı konuşmada, Türk dünyasının bilim, teknoloji ve kültür alanlarında daha güçlü iş birlikleri kurması gerektiğini vurguladı.
Konuşmasında yapay zekâ çalışmalarına da değinen Erdoğan, Türk dünyasının dijital gelecekte söz sahibi olabilmesi için kendi dil teknolojilerini üretmesinin önemine değindi. Erdoğan, “Yapay zekâ konusunda küresel gelişmeleri yakalayabilmek ve kültürel zenginliğimizi muhafaza için Türkçe Büyük Dil Modeli'nin geliştirilmesine hız vermemiz gerekiyor,” dedi.
Ortak Alfabe ile Tarihi Adım
Cumhurbaşkanı Erdoğan, ortak alfabe konusuna da dikkat çekerek, bu alanda Türkiye’nin öncülük ettiğini belirtti. “Ortak alfabe hususunda Türkiye olarak ilk adımı atıyor, Cengiz Aytmatov’u anlatan bir eser ile Oğuznameleri ortak alfabeyle basıyoruz. Bugün de liderlere birer adet bundan takdim ediyoruz” şeklinde konuştu.
Söz konusu eserlerin, Türk devletleri arasında yazılı iletişimi kolaylaştırma ve kültürel yakınlaşmayı artırma yönünde sembolik bir başlangıç olduğu ifade ediliyor.
Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın açıklamaları, Türk dünyasında ortak dil teknolojileri, ortak yazı sistemi ve dijital işbirlikleri konusunda yeni bir dönemin habercisi olarak değerlendiriliyor.
Türk Dünyası için Ortak Alfabe girişimlerinin tarihçesi
Türk dünyasında kültürel, siyasi ve akademik iş birliğini güçlendirmeye yönelik en önemli adımlardan biri olan ortak alfabe çalışmaları, yaklaşık bir asırlık bir geçmişe dayanmaktadır. Bu girişim, farklı coğrafyalarda yaşayan Türk topluluklarının ortak bir yazı sistemi üzerinden iletişim kurmasını hedeflemekte, aynı zamanda dil birliğine zemin hazırlamaktadır.
Ortak alfabe fikri ilk kez 1926 yılında Azerbaycan’ın başkenti Bakü’de toplanan I. Türkoloji Kongresi’nde gündeme gelmiştir. Bu kongrede Latin tabanlı ortak bir alfabe fikri kabul edilmiş, 1930’lu yıllara kadar birçok Türk topluluğu Latin alfabesine geçiş yapmıştır. Ancak Sovyetler Birliği’nin Türk dünyasını parçalamak amacıyla yaptığı müdaheleler sonucunda bu süreç kesintiye uğramış ve Türk Cumhuriyetleri, farklı Kiril alfabesi versiyonlarına geçmeye zorlanmıştır. Bu durum, alfabe birliğini ortadan kaldırmış ve Türk toplulukları arasındaki yazılı iletişimi büyük ölçüde zorlaştırmıştır.
Sovyetler Birliği’nin dağılmasının ardından 1991 yılında bağımsızlığını kazanan Türk Cumhuriyetleri, alfabe birliği fikrini yeniden gündeme almıştır. Aynı yıl bilim insanları tarafından Latin tabanlı Ortak Türk Alfabesi projesi önerilmiş, bu doğrultuda ilk kurumsal adım 1993 yılında Antalya’da düzenlenen Türk Şûrası’nda atılmıştır. Bu toplantıda, Türk Cumhuriyetlerinin alfabelerine Q, X, W, Ň ve Ä harflerinin eklenmesi ortak bir karar olarak benimsenmiştir.
1990’lı yıllardan itibaren Türkiye Latin alfabesini kullanmaya devam ederken; Azerbaycan ve Türkmenistan Latin alfabesine geçişlerini tamamlamış, Kazakistan ve Özbekistan ise bu süreci aşamalı şekilde yürütmüştür. Kırgızistan ise henüz Kiril alfabesinden Latin alfabesine geçiş yapmamıştır.
Bu süreç, 2020’li yıllarda yeni bir ivme kazanmış ve ortak alfabe girişimi kurumsal bir yapıya kavuşmuştur. 2023 yılında Türk Devletleri Teşkilatı (TDT) bünyesinde kurulan Türk Dünyası Ortak Alfabe Komisyonu, ilk toplantısını 28-29 Mayıs 2023’te Kazakistan’ın başkenti Astana’da gerçekleştirmiştir. Toplantıda alfabe birliğinin kültürel ve stratejik önemi vurgulanmış, ortak alfabenin oluşturulması yönünde çalışmalar başlatılmıştır.
Komisyonun üçüncü ve en önemli toplantısı 9-11 Eylül 2024 tarihlerinde Azerbaycan’ın başkenti Bakü’de düzenlenmiştir. Türk Akademisi ve Türk Dil Kurumu iş birliğinde gerçekleştirilen toplantı sonucunda, 34 harften oluşan Ortak Türk Alfabesi önerisi üzerinde uzlaşı sağlanmıştır. Yeni alfabe, Türk dillerinde bulunan farklı sesleri karşılayacak şekilde oluşturulmuş; Türkiye’de hâlihazırda kullanılmayan Ä, Ň, Ŭ, Q ve X harfleri alfabeye dahil edilmiştir. Her bir harf, Türk lehçelerinde yer alan özgün fonemleri temsil etmekte ve fonetik uyumu sağlamayı amaçlamaktadır.
Ortak alfabenin kültürel alandaki ilk uygulama örneği ise 2025 yılında gerçekleşmiştir. Cengiz Aytmatov’un “Cemile” adlı eseri, 30 Eylül 2025 tarihinde ilk kez Ortak Türk Alfabesi ile yayımlanmış ve bu olay tarihi bir dönüm noktası olarak değerlendirilmiştir. Milliyetçi Hareket Partisi Genel Merkezi’nde gerçekleştirilen tanıtım toplantısında bu yayının, Türk milletinin ortak hafızasını ve edebi mirasını pekiştirdiği vurgulanmıştır.
Günel Ağa
Diğer İçerikler
Sumud Filosu Aktivistleri İsrail’den Tahliye Edilerek Yunanistan ve Slovakya’ya Götür..
ABD’deki Kilise Saldırısından Sonra İngiltere’de de Sinagog’a Saldırı: 2 Ölü, 4 Yaral..
Soykırımcı İsrail’e Karşı Küresel Tepki: Sumud Filosu Baskınları Dünyada Protesto Edi..