15%’lik ABD gümrük tarifesinin yürürlüğe girdiği bu günlerde, eski AB Dış İlişkiler ve Güvenlik Politikası Yüksek Temsilcisi Josep Borrell, ABD-AB ticaret anlaşmasını sert şekilde eleştirdi. Borrell, anlaşmanın yalnızca bir saat içinde golf sahasında yapıldığını belirterek, bu hızlı kararın Avrupa’nın jeopolitik olarak zayıflamasına yol açtığını söyledi.
"Kötü strateji, kötü sonuçlara yol açar." ifadesini kullanan Borrell, "Komisyon, yetki alanı dışında olan daha fazla silah ile doğalgaz satın almayı kabul ederek ve tek taraflı tarifelere göz yumarak Trump'ı sakinleştirmeyi ve dalkavukluk yapmayı seçti." değerlendirmesinde bulundu.
Borrell, anlaşmanın Brüksel’de son dakikada ve aceleyle hazırlandığını, Avrupa Komisyonu’nun Donald Trump’ın tehdit ettiği %30’luk tarifelerden kaçınmak için yanlış bir strateji izlediğini vurguladı. Anlaşmanın AB’nin ABD ekonomisine 600 milyar dolar yatırım yapmasını ve 750 milyar dolarlık Amerikan enerji ve savunma ürünleri (özellikle sıvılaştırılmış doğal gaz ve silahlar) satın almasını öngördüğünü, bunun ise karşılıklı taahhüt sağlamaktan uzak tek taraflı bir taviz olduğunu savundu.
Fransa’daki aşırı sağ lider Marine Le Pen’in “politik fiyasko” olarak nitelendirdiği bu anlaşmanın, AB’nin egemenliğini zayıflattığını ve karar alma süreçlerinde üye devletler ile Avrupa Parlamentosu’nun yeterince dahil edilmediğini söyledi.
Anlaşmaya karşı Avrupa genelinde sert tepkiler var. Fransa ve Belçika anlaşmanın “dengesiz” olduğunu belirtirken, Macaristan Başbakanı Viktor Orbán ise ABD’nin zaferi olarak nitelendirdi. İrlanda ise ticaretin daha pahalı hale geleceğini kabul etti.
Borrell, anlaşmanın ekonomik kaosu önlemek için gerekli olduğunu savunan Avrupa Komisyonu’na karşın, bunun AB diplomasisinin reaktif ve zayıf olduğunu ortaya koyduğunu belirtti.
Eski Yüksek Temsilci, bu anlaşmanın ABD’nin egemenliğini pekiştirdiğini ve AB’nin stratejik özerkliğinin gerçekleşmesinin önünde engel olduğunu ifade etti. Anlaşma, AB’nin çok taraflılık ve iklim konularında ABD’den taahhüt alamaması nedeniyle küresel itibarını zedeledi.
Anlaşma şu anda AB Konseyi’nin onayını bekliyor, ancak birçok ülkeden gelen yoğun eleştiriler nedeniyle onayın alınması zor görünüyor.
Diğer İçerikler
