Birleşmiş Milletler’in yayımladığı yeni bir rapor, yapay zekanın (AI) küresel ölçekte son derece hızlı yayılmasının ülkelerin uyum kapasitesini aştığını ve güçlü politika önlemleri alınmadığı takdirde küresel eşitsizlikleri derinleştirebileceğini ortaya koydu. Rapora göre kadınlar ve gençler, yapay zekanın istihdam üzerindeki etkileri ve teknolojideki yapısal önyargılar nedeniyle en kırılgan gruplar arasında yer alıyor.
BM Kalkınma Programı’nın (UNDP) salı günü yayımladığı raporda, denetimsiz yapay zeka kullanımının son 50 yılda kademeli olarak azalan kalkınma eşitsizliklerini yeniden artırabileceği uyarısında bulunuldu. Araştırmacılar bu süreci “Bir Sonraki Büyük Ayrışma” olarak tanımlarken, teknolojik ilerlemenin ülkeler ve toplumlar arasında yeni ve derin fay hatları oluşturabileceğine dikkat çekti.
Raporda, yapay zekanın benimsenme hızının on yıllar değil, aylar düzeyinde gerçekleştiği vurgulandı. Birçok ülkenin bu teknolojiden fayda sağlayabilmek için gerekli altyapıya, nitelikli insan kaynağına ve etkili yönetişim mekanizmalarına sahip olmadığı belirtilirken, aynı zamanda yapay zekanın yol açtığı ekonomik ve toplumsal sarsıntılarla yüzleşmek zorunda kaldıkları ifade edildi.
UNDP Asya-Pasifik Başekonomisti Philip Schellekens, yapay zeka çağındaki temel kırılma noktasının “kapasite” olduğunu belirtti. Schellekens’e göre, becerilere, hesaplama gücüne ve sağlam yönetişim sistemlerine yatırım yapan ülkeler yapay zekadan önemli kazanımlar elde edecek, bu alanlarda geri kalan ülkeler ise küresel ölçekte ciddi biçimde geride kalma riskiyle karşı karşıya olacak.
Raporda özellikle kadınların ve gençlerin, otomasyon nedeniyle işlerini kaybetme riskiyle daha fazla karşılaştığı, ayrıca algoritmaların mevcut toplumsal önyargıları yeniden üretebilme potansiyelinin bu gruplar üzerindeki baskıyı artırabileceği vurgulandı. BM, hükümetlere yapay zeka politikalarını daha kapsayıcı hale getirme, eğitim ve sosyal koruma sistemlerini güçlendirme çağrısında bulundu.
Diğer İçerikler
