India Today’de 15 Aralık 2025 tarihinde yayınlanan Rudrashis kanjilal tarafından yazılan “Avrupa'nın Sessiz Seferberliği: Kıta Neden Yeniden Savaşa Hazırlanıyor?” başlıklı yazıda Avrupa’da artan savaş hazırlığı söylemleri değerlendirildi.
Yazıda şu ifadelere yer verildi:
“Avrupa artık savaşı uzak bir kabus ya da tarih kitaplarında silinmiş bir sayfa olarak görmüyor. Kıta genelinde derin bir değişim yaşanıyor. Büyük şehirlerin altındaki sığınaklar yeniden açılıyor. Gençlerden askerlik hizmetine hazırlanmaları isteniyor. Savunma bütçeleri Soğuk Savaş'tan beri görülmemiş seviyelere ulaşıyor.
Kapalı kapılar ardında NATO, yüz binlerce askerini Rusya sınırlarına doğru hareket ettirme provası yapıyor. Bu bir panik değil, tiyatro da değil. Bu, Avrupa kıtasında barışın artık garanti altına alınamayacağına dair giderek artan bir inançtan kaynaklanan sessiz, bilinçli bir hazırlık.
Avrupa'nın şu anda karşı karşıya olduğu soru oldukça açık: Bu, caydırıcılığı güçlendirmekle mi ilgili, yoksa kıta, artık kaçınılmaz olabileceğine giderek daha çok inandığı bir çatışmaya mı hazırlanıyor?
Soğuk Savaş'tan sonraki on yıllar boyunca Avrupa, rahatlatıcı bir varsayım altında yaşadı. Topraklarında büyük ölçekli savaş sona ermişti. Sınırlar belirlenmişti. Ordular küçültülmüştü. Savunma fiilen Amerika Birleşik Devletleri'ne devredilmişti. Bu dönem artık sona erdi. Avrupa'nın bugün yaptığı şey histeri değil, hazırlıktır. Ve bu hazırlığın ölçeği bize rahatsız edici bir şey söylüyor: Avrupalı liderler savaşın artık düşünülemez olmadığını, olası olduğunu ve hatta yaklaştığını düşünüyorlar.
Uyarı işaretleri artık gizli değil. NATO Genel Sekreteri Mark Rutte, Almanya'da yaptığı açıklamada, Rusya'nın Avrupa toplumlarına karşı gizli bir kampanya yürüttüğünü açıkça belirtti. Siber operasyonlar, sabotaj, siyasi müdahale ve dezenformasyon artık teorik tehditler değil. Rutte, Avrupa'nın yirminci yüzyılın dünya savaşlarında görülen ölçekte bir savaşa, yani küçük çaplı çatışmalara veya vekalet savaşlarına değil, endüstriyel ve toplumsal bir savaşa hazır olması gerektiğini vurguladı.
Peki Avrupa neden bu ölçekte seferber oluyor? Neden zorunlu askerlik? Neden sığınaklar? Neden 800.000'e kadar NATO askerinin hazırda bekletilmesini içeren planlar? Cevap sadece Rusya'nın niyetinde değil, Avrupa'nın savunmasızlığında da yatıyor.
Avrupa'nın nüfusu azalıyor ve yaşlanıyor. Profesyonel orduları, büyük bir güce karşı uzun süreli ve yüksek yoğunluklu bir savaşa giremeyecek kadar küçük. Liderler bunu biliyor. Kitlesel yedek kuvvetler olmadan Avrupa çatışmayı sürdüremez. Zorunlu askerlik ideolojik bir mesele değil, demografik bir zorunluluktur.
2024'ten beri Avrupa, Amerika Birleşik Devletleri'ni artan bir tedirginlikle izliyor. Donald Trump'ın Beyaz Saray'a dönüşü, Avrupa'nın temel inancını, yani Amerika'nın güvenlik garantisinin kalıcı ve koşulsuz olduğu inancını yerle bir etti.
Trump, Avrupa'nın kendi savunma yükünün daha büyük bir kısmını üstlenmesi gerektiğini açıkça belirtti. Bu, Avrupa başkentleri için stratejik bir şoktu. Tanık olduğumuz şey sadece Rusya korkusu değil, terk edilme korkusudur.
Avrupa, otuz yılı aşkın süredir ortadan kaldırılan yeteneklerini yeniden inşa etmek için zamana karşı yarışıyor. Ancak bu çabanın üzerinde rahatsız edici bir soru asılı duruyor: Avrupa savaşı caydırıyor mu, yoksa psikolojik olarak bir savaşı kabul etmeye mi hazırlanıyor?
Batıya ve güneye doğru gidildikçe zorunlu askerliğe destek zayıflıyor. Almanya'da protestolar patlak verdi. Britanya şimdilik zorunlu askerliği reddetti. İtalya ve İspanya temkinli davranmaya devam ediyor. On yıllarca süren barışla şekillenen demokratik toplumlar, militarizasyonun gerçekliğini kabullenmekte zorlanıyor.
Ve bu gerilim, Avrupa'nın en büyük zaafı olabilir. Bütçeler basılabilir. Sığınaklar inşa edilebilir. Ancak açık toplumlar, içsel olarak parçalanmadan savaş hazırlığını sürdürebilir mi?"
Diğer İçerikler