Avrupa Birliği’nde ekonomik göstergeler alarm veriyor. Son verilere göre, kıta yalnızca iklim değişikliğinin etkileriyle değil, aynı zamanda sanayi üretimindeki düşüş, enerji fiyatlarındaki artış ve küresel rekabet gücündeki zayıflamayla karşı karşıya.
İngiliz The Spectator dergisine göre, Avrupa çeliğinin dünya pazarındaki payı %7'den %4’e gerilerken, kimya üretimi 2020'den bu yana %15 azaldı. 2015’ten bu yana yaklaşık üç milyon çiftlik kapandı. Otomobil üretimi ise sekiz yıl içinde 18.7 milyondan 14 milyona düştü.
Avrupa’daki enerji fiyatları da kıtayla rekabet eden ekonomilerle karşılaştırıldığında ciddi farklar gösteriyor. AB içindeki enerji maliyetleri, Asya’dakilerden dört kat, ABD'dekilerden ise beş kat daha yüksek seviyelere ulaşmış durumda. Bu fark, özellikle enerji yoğun sektörlerde Avrupa’nın rekabet gücünü dramatik biçimde zayıflatıyor.
Bu tabloya iklim kaynaklı zararlar da eklenince yük daha da artıyor. Avrupa Çevre Ajansı’na göre olumsuz hava koşulları Avrupa’ya her yıl 28 milyar euroya mal oluyor. Kuraklıklar, seller ve aşırı sıcaklar tarım, ulaşım ve enerji altyapılarını zor durumda bırakıyor.
Uzmanlara göre Avrupa’nın ekonomik zayıflığı geçici bir kriz değil, yapısal bir dönüşüm ihtiyacının habercisi. Hem iklim kriziyle başa çıkmak, hem de sanayi politikasında rekabeti yeniden kurmak için AB'nin bütüncül ve uzun vadeli bir stratejiye ihtiyacı var.
Atlantic Council, Brookings ve Bruegel gibi düşünce kuruluşları da AB'nin yeniden sanayileşme, dijital dönüşüm ve enerji bağımsızlığına odaklanmasını öneriyor.
Diğer İçerikler