60 Yıl Sonra CDU'dan Dışişleri Bakanı

Almanya'da CDU'nun 60 yıl sonra dışişleri bakanlığına geri dönüşü, Berlin'in dış politikasında yeni bir yön arayışının habercisi mi?

h4 { font-size: 24px !important; } Print Friendly and PDF

23 Şubat 2025'te Almanya'da yapılan erken genel seçimlerde, Hristiyan Demokrat Birlik Partisi (CDU) ve kardeş partisi Hristiyan Sosyal Birlik (CSU), oyların yaklaşık %28,6’sını alarak birinci geldi. Ancak bu oran tek başına hükümet kurmaya yetmediği için, CDU/CSU ittifakı en yakın rakibi Sosyal Demokrat Parti (SPD) ile koalisyon görüşmelerine başladı. 9 Nisan 2025'te varılan anlaşmayla, Almanya beşinci kez Büyük Koalisyon hükümeti modeline döndü. Bu geniş tabanlı hükümet, hem siyasi istikrarı sağlamak hem de Almanya’nın küresel ve bölgesel meydan okumalar karşısında hızlı hareket etmesini mümkün kılmak amacıyla kuruldu.
Yeni kabinenin yapısı, Almanya’nın iç ve dış politikasında önemli bir değişimin işareti olarak yorumlanıyor. Özellikle CDU’lu Johann Wadephul’un dışişleri bakanı olarak atanması, Berlin’in daha aktif, güvenlik odaklı ve net pozisyonlar alan bir dış politika izlemeye hazırlandığını gösteriyor. 1963 doğumlu Wadephul, CDU/CSU parlamento grubunda dış politika ve savunma konularında uzun yıllar etkili olmuş bir isim. NATO savunma kapasitesinin artırılması ve Rusya-Çin gibi otoriter aktörlere karşı daha sert tutum takınılması gerektiğini savunuyor. Wadephul’un atanması, Almanya'nın sadece Avrupa Birliği içinde değil, küresel ölçekte de daha iddialı bir aktör haline gelmeyi hedeflediğinin göstergesi.
Almanya’nın yeni kabinesi sadece siyasi tecrübeye değil, özel sektör deneyimine de büyük yer verdi. Özellikle Karsten Wildberger’in Dijitalleşme Bakanı, Katherina Reiche’nin Ekonomi ve Enerji Bakanı olarak atanması dikkat çekici. Her iki isim de CEO geçmişine sahip ve bu tercihler, devletin yönetiminde özel sektör mantığının daha fazla rol oynayacağına işaret ediyor. Alman düşünce kuruluşları, özellikle Deutsche Gesellschaft für Auswärtige Politik (DGAP) ve Stiftung Wissenschaft und Politik (SWP), bu gelişmeleri devlet yönetiminin etkinlik ve verimliliğe odaklanması olarak yorumlarken, bazı analistler bu tercihler ile neoliberal ekonomik dönüşüm arasında bağ kurulabileceğini savunuyor.

Almanya'nın enerji politikası da hızlı sonuçlara ve üretim artışına odaklanıyor. Katherina Reiche gibi özel sektör kökenli bir ismin enerji bakanı olması, Berlin’in özellikle yenilenebilir enerji projelerinde daha agresif yatırım ve modernizasyon politikaları izleyeceğini düşündürüyor. Stiftung Wissenschaft und Politik (SWP) raporlarına göre, Almanya enerji bağımsızlığını sağlama ve Avrupa enerji güvenliğinde lider olma hedeflerini öncelik haline getirmiş durumda.
Bu hamle, Avrupa'da yaşanan son enerji krizleri ve bölgesel elektrik kesintileri ışığında daha da anlam kazanıyor. Özellikle 22 Nisan 2025 tarihinde Belçika, Hollanda ve Batı Almanya'nın bazı bölgelerini etkileyen büyük çaplı elektrik kesintisi, Avrupa enerji altyapısının hassasiyetini bir kez daha gözler önüne serdi. Kesinti yaklaşık 12 milyon kişiyi etkiledi ve enerji iletim şebekelerindeki kapasite aşımı ile koordinasyon eksikliklerinin ciddi sonuçlar doğurabileceğini gösterdi. Uzmanlar, yaşanan bu olayın, Avrupa’nın yenilenebilir enerji geçiş sürecinde henüz yeterli altyapı güçlendirmesine ulaşamadığını kanıtladığını belirtiyor.

Almanya, bu koşullarda sadece kendi ulusal çıkarları için değil, aynı zamanda Avrupa'nın enerji dönüşümüne liderlik etme hedefi doğrultusunda yeni bir strateji inşa ediyor olabilir.
Hristiyan Demokrat Birlik Partisi'nin (CDU) tarihinde kriz anlarında üstlendiği rol dikkate değer. 1945’te Almanya'nın savaş sonrası enkazından doğan CDU, demokratik değerleri ve piyasa ekonomisini birleştiren bir model sunarak ülkenin yeniden inşasında liderlik etmişti. 1980'lerde Helmut Kohl yönetiminde Almanya'nın birleşmesini sağlayarak bir başka tarihi dönüm noktasına damga vurmuştu. Bugün CDU'nun dışişleri gibi kritik alanlara yeniden hakim olması, Almanya'nın küresel ve bölgesel belirsizlikler karşısında, kurucu ideallere ve "istikrar sağlayıcı" bir siyasi çizgiye yeniden ihtiyaç duyduğunu düşündürüyor. Bu açıdan CDU, yalnızca bir parti değil, aynı zamanda kriz zamanlarında Almanya'nın düzen arayışını temsil eden tarihsel bir refleks olarak da değerlendirilebilir.

Yeni kabinenin önümüzdeki aylarda nasıl adımlar atacağı, hem Almanya'nın iç siyasetinde hem de Avrupa Birliği’nin güç dengelerinde belirleyici rol oynayacak. Özellikle Ukrayna'ya destek, Avrupa güvenlik yapısının güçlendirilmesi ve enerji yatırımlarının hızlandırılması gibi kritik başlıklar Berlin’in yeni dönemdeki performansının ilk göstergeleri olacak.

Kaynaklar:
Reuters. (28 Nisan 2025). Germany taps utility executive Reiche as economy minister.
France24. (28 Nisan 2025). Putin critic Johann Wadephul named Germany's incoming foreign minister.
Financial Times. (28 Nisan 2025). Germany’s new cabinet focuses on economy, energy, digital reform.
DGAP 2025 Almanya Kabine Analizi.
SWP Enerji Politikaları Raporu 2025.

Tüm hakları SDE'ye aittir.
Yazılım & Tasarım OMEDYA