Sonun Başlangıcı mı?
-Teknolojinin hızla ilerlemesi, insanlığa sayısız fayda sağlarken aynı zamanda yeni bir tür bağımlılık ve sosyal yabancılaşma getirdi. Dijital körlük, bireylerin gerçek dünyadaki etkileşimleri fark edemez hale gelmesi, dijital cihazlara aşırı bağımlılık sonucu çevresine karşı duyarsızlaşmasıdır.
-Bu durum, zamanla dijital bağımlılığa, en nihayetinde de dijital zombiliğe dönüşür. Peki insanlık bu süreçte neler kaybediyor?
Dijital Körlük; Gerçek Dünyaya Karşı Duyarsızlaşma
-Akıllı telefonlar, sosyal medya ve sürekli bildirim akışı, insanları sanal bir gerçekliğe hapsediyor.
-Dijital körlük, bireylerin yürürken, yemek yerken, hatta insanlarla konuşurken bile gözlerini ekranlardan ayıramamasıyla kendini gösteriyor. Sokakta yürürken etrafındaki güzellikleri fark etmeyen, sevdikleriyle sohbet ederken sürekli telefonuna bakan insanlar, adeta birer "fiziksel bedende sanal ruhlar" haline geliyor.
Dijital Bağımlılık: Sanal Dopamin Tuzağı
Sosyal medya platformları ve oyunlar, insan beynini dopamin salınımı yoluyla manipüle ediyor. Her beğeni, her yorum, her yeni bildirim, bir ödül mekanizması gibi çalışarak kişiyi sürekli ekrana bağlı tutuyor. Bu durum, zamanla:
-Dikkat dağınıklığı,
-Gerçek ilişkilerde kopukluk,
-Anı yaşayamama,
-Sosyal becerilerin zayıflaması gibi sonuçlara yol açıyor.
Araştırmalar, ortalama bir insanın günde 150 kez telefonunu kontrol ettiğini gösteriyor. Bu da gösteriyor ki, dijital bağımlılık artık bir "modern çağ epidemisi" haline geldi.
Dijital Zombilik: İnsanlığın Son Durağı?
Dijital bağımlılığın en uç noktası, dijital zombilik olarak tanımlanabilir.
Bu aşamada bireyler:
-Yüz yüze iletişim kuramaz,
-Empati yeteneğini kaybeder,
-Sürekli bir tüketim çarkında bilinçsizce hareket eder,
-Gerçeklik algısı bozulur.
Özellikle metaverse, sosyal medya avatarları ve yapay zeka sohbet botları gibi teknolojiler, insanları gerçek dünyadan tamamen koparma riski taşıyor. Birçok insan, sanal kimlikleriyle gerçek hayattan daha fazla uzaklaşıyor.
Çözüm: Dijital Detoks ve Bilinçli Farkındalık
Bu gidişatı tersine çevirmek için:
-Dijital detoks yapmak,
-Sosyal medya kullanımını sınırlandırmak,
-Doğayla ve sevdiklerimizle kaliteli zaman geçirmek,
-Farkındalık meditasyon gibi tekniklerle anın bilincine varmak gerekiyor.
Sonuç Olarak;
Dijitalleşme kaçınılmaz olsa da insanlık teknolojiyi kontrol eden değil, teknoloji tarafından kontrol edilen bir konuma düşmemeli. Dijital körlükten kurtulmak, gerçek hayatın renklerini yeniden görmek ve insani bağları korumak için bilinçli adımlar atmak şart. Aksi takdirde, gelecekte gerçek dünyada yaşayan dijital zombilerden oluşan bir toplumla karşı karşıya kalabiliriz.
İbrahim BÜYÜKBAŞ
22 Haziran 2025
Diğer İçerikler
