Abuzer PINAR
Tüm Yazılarıİnsanlığın iktisadi işleyiş açısından en önemli buluşu paradır diye düşünüyorum. Ticaret yapmak parasız çok kısır kalırdı. Malın diğer mallarla değiştirilmesi ile de elbette ticaret yapılabilir. Hala da çok düşük düzeyde de olsa vardır. Ancak pratik değildir ve mevcut ekonomi ölçeği düşünüldüğünde anlamsızdır. Örneğin, piyasada 10 mal varsa, bunların her birinin diğerleri ile değişim oranını bilmek gerekir ki bu da 45 fiyat demektir. Paranın bulunması ile her şeyin ölçüsü para oldu ve bu örnekte sadece 10 fiyat bilmeniz yeterlidir.
Paranın ticarette kullanılması değişim aracı olması ile ilgilidir. Lakin para sadece bir değişim aracı olarak kalmadı. Birikim aracı da oldu. Ürettiğiniz malları depolamak, saklamak zordur. Hatta gıda türünden bazı malları uzun süre saklamanız da mümkün değildir. Bozulur ve değerini kaybeder. Ancak bunları satıp paraya dönüştürerek daha kolay saklayabilirsiniz. Bu özelliği ile para bir değer saklama aracı olmaktadır.
Tarımın ağırlıklı olduğu dönemlerde devlet vergiyi üreticiden doğrudan ürün olarak alıyordu. Üretici bu ürünü kamu otoritesinin gösterdiği yere taşımakla mükellefti. Bu mükellefiyet vatandaş için ek bir yük oluşturuyordu. Ayrıca devletin bu ürünü merkeze taşıması, depolaması ve koruması ayrı bir maliyet idi. Para varsa, ne üretilirse üretilsin, vergisi para olarak ödendiğinden hayat çok daha kolay oluyor doğal olarak.
Değişim ve değer saklama aracı olarak pek masum hatta yararlı sayılması gereken para bununla kalmadı tabi. Bir de spekülasyon aracı oldu. Para ile para kazanmak istedi kişiler ve kurumlar. Sadece faiz getirisi değil bu kazanç. Milli paraların diğer paralarla değişiminden; altın, gümüş, bakır gibi diğer malların dalgalanan fiyatlarından yararlanmak istedi.
Devletler de parayı manipüle etti. Hükümranlık hakkını kullanarak senyoraj geliri elde etti. Para basma tekeli devlette olduğundan, mali zorluğa girdiği dönemlerde para bastı. İktisadi faaliyetler yetersiz kalınca da enflasyona yol açtı. Ayrıca her devletin parası aynı değerde değil. Hatta çok az sayıda para ile uluslararası piyasalarda işlem yapılabilir. Şimdilerde değil, bu hep böyle oldu. Sadece bu da değil, milli paranızla dışardan borçlanamazsınız. Yabancı para ile borçlandığınızda da olan olur. Bilançonuz bozulur ve devamı ekonomik mutsuzluk olarak siner ülkenin üzerine. İktisatta “ilk günah” olarak adlandırılan bu durum gelişmekte olan ülkeleri zorladıkça zorlamıştır.
Bugün küresel egemenliğin en önemli aracı paradır ve ABD bunu sonuna kadar kullanmıştır. Dünyanın en borçlu ve bütçesi en açık olan ülkesi olarak finansmanda hiç zorlanmadı. Öyle ki küresel salgın nedeniyle iktisadi faaliyetler zora girince, milli gelirinin yaklaşık yarısı kadar para verdi piyasaya. “Küresel hükümranlık” hakkı olarak gördü bunu. Başka bir ülke yapamaz mesela. Herhangi bir yasak olduğu için değil, kimse bu parayı kabul etmeyeceği için.
Gelinen noktada ABD ve dolara olan güven sarsılmış durumda. Hatta geniş kitleler hala vahametin farkında değiller belki de. Bu işi yönetenler fazlasıyla farkında. Bu sistem böyle yürümeyecek. Altın ve diğer varlıklara yöneliş oldu da. Lakin bu yöneliş sorunu çözmüyor. Uluslararası ticaret akışkan bir varlığa ihtiyaç duyar. Derken paranın kriptosu üretildi. Blockchain teknolojisine dayanan bu paralar şifreli olduğundan ve bu şifrelerin kırılması imkansıza yakın olduğundan kısa sürede talep gördü. Ticarette ve para transferlerinde kullanılmaya başlandı ve finansal kuruluşların da kullanım alanına girdi. Kaçınılmaz olarak devletler de gerekli değerlendirmeleri en kısa sürede yapacaklar.
Peki, asıl mesele nedir? Kanaatimce paradan kaynaklı sorunlar daha da karmaşık hale gelecek. Çünkü meselenin özü kaçırılıyor. Mesele dolara alternatif bulmak ise kripto paraların küresel ekonomik güçlerin kontrolünde olmadığını düşünmek için fazlaca saf olmak gerekir bu bir. İkincisi, saflığın da ötesinde, bu düşünce ekonominin mantığına aykırıdır. Öyle başladığını varsaysak bile öyle devam etmesi mümkün değildir. Ekonomik güç kimde ise parayı kontrol edecek olan da odur.
Hadi bir an öyle olduğunu düşünelim. Biz ekonomide hayatı anlamayı kolaylaştırmak için bazen gerçek dışı varsayımlar yaparız. Bir an kripto paraların, örneğin bunlardan bitcoin’in kimsenin kontrolünde olmadığını düşünelim. Neyin peşindeyiz peki? İstikrarlı, güvenilir, değeri bugünden yarına değişmeyen ve iktisadi işlemlerimizde kullanabileceğimiz genel kabul gören bir araç arayışında mıyız? Paranın özellikleri itibariyle bakalım şimdi.
Değişim aracı olarak kullanabiliyor muyuz? Evet. Bu anlamda dolar, bitcoin veya liranın farkı yoktur. Hepsini alış verişte kullanıyoruz. Değer saklama aracı olarak da kullanıyoruz. Gelelim spekülasyon aracı olmasına. İktisatçı olsun olmasın, bir tek insan çıkıp kripto paranın diğerlerinden daha güvenilir olduğunu söyleyebilir mi? Bir ABD zengininin para yatırması veya bir mesaj atmasıyla birkaç gün içerisinde değeri %15 artabilen, aynı zenginin diğer bir mesajıyla bir gün içerisinde değeri bir o kadar düşebilen bir paradan söz ediyoruz. Ha bu arada değerini ne ile ölçüyoruz? Tabii ki dolar ile.
Demem o ki emek vermeden, bazı güçleri kullanarak, para ile para kazanmak normal olduğu sürece bu sorun bitmez. Nasıl finansal araçlar çeşitlendikçe hayat daha karmaşık ve kırılgan hale geldiyse, paranın işlevi tartışılmadan üretilecek her yeni para türü farklı sorunlar yaratacak ve mevcut sorunlara çare olmayacaktır.
Paranın aslı veya kriptosu, farketmez. Sorun kullanılan araçta değil, paranın modern mantığındadır. Otomotiv devi Tesla’nın CEO’su Elon Musk, asıl faaliyet alanından bir yılda kazandığının daha fazlasını kripto paradan bir günde kazandığını söyleyebiliyorsa burada bir sorun var. Kazanılan şey nedir? Üretimden elde edilmeyen kazanç başka birilerinin cebinden çıkmıştır. Ama bu birileri kişidir, kurumdur veya devlettir.
Uluslararası para sistemi disipline edilmediği sürece; türü, biçimi, üretim şekli ne olursa olsun para, sorunları daha da derinleştirecektir. Varsayalım ki ABD gücünü kaybetti ve yerine Çin ve parası yuan geçti. Kurgu bu olduğu sürece ne değişecek…
Güncel Yazıları
Yeniden Merkantilizm mi?
27 Kasım 2024
Ekonomik Gelişmeler ve Seçmen Davranışı
25 Nisan 2024
Siyasal Devrevi Hareketlerin Maliyeti
03 Nisan 2024
“Aşırı Sağcı” Anarko Kapitalist
26 Şubat 2024
Filistin İsrail ve Ekonomi
12 Şubat 2024
Yeni Ekonomi Yönetiminin İlk Sınavı: OVP
08 Eylül 2023
Güney Afrika BRICS Zirvesi’nde Dolarsızlaşma Vurgusu
24 Ağustos 2023
Nijer Ekonomisi ve Son Darbe
31 Temmuz 2023
Denge Reformları ve Çin Ekonomik Sistemi
04 Temmuz 2023
Arjantin’de Faizler Neden Bu Kadar Yüksek?
16 Haziran 2023
Çin’den Yeni Teşvik Paketi Hazırlığı
14 Haziran 2023
Ekonomide U Dönüşü mü?
09 Haziran 2023
Ekonomik Model ve Navigasyon
06 Haziran 2023
Enflasyon, Döviz Kuru ve Dış Denge
02 Haziran 2023
Enflasyonla Mücadelede Konut Sektörü
01 Haziran 2023